R0wMSX. Çikolata kisti, üreme çağındaki kadınların büyük bir kısmında görülen bir sorundur. Rahim iç tabakası her ay adet döngüsü ile kalınlaşır. Kalınlaşan bu tabaka, gebeliğin oluşmama durumunda belirli süre aralıkları ile vücuttan atılır. Ancak rahim iç tabakası rahim iç yüzeyi haricinde farklı bir alana yerleştiğinde alışkanlıklarını sürdürmeye devam eder ve adet döngüsüyle beraber kalınlaşır. Bu doku yine adet döngüsü ile kanayarak vücuttan atılmaya çalışılır. Endometriozis sorunun yerleştiği alanlar vajinayla dış ortama açılan rahmin tersine kapalı yapılardır. Kanamanın vücut dışına atılma şansı yoktur. Endometriozis de genellikle bu kapalı sistemler içerisinde karın boşluğuna ya da yumurtalık dokusuna yerleşir. Her adet döngüsünde yaşanan bu kanama durumunun, vücut tarafından düzenlenmesi ve kanamanın yok edilmesi, ilgili alandı ciddi sorunlara yol açabilir. Bu sorunlar iltihap ve yapışıklıklardır. Yapışıklıklar ne kadar ciddi ise kadının belirtileri de o kadar şiddetli yaşanır. Ancak unutulmaması gereken, bahsettiğimiz ’iç kanaması durumunun’’ ciddi boyutlarda olmadığıdır. Bu sebeple endişelenmeye gerek yoktur. Adet kanaması ile vücut dışına çıkan kan genellikle oldukça az miktardır. Hayati tehlike teşkil etmez. Çikolata kistinden sorunundan mustarip olan kadınlarda en yaygın olarak görülen şikayetlerden biri, adet sürecinde, cinsel ilişki sırasında ya da herhangi bir zamanda meydana gelen alt karın ve kasık ağrısı olmaktadır. Kimi zaman bu ağrı yalnızca bel ağrısı ya da sırt ağrısı şeklinde de algılanabilir. Cinsel ilişkide sırasında duyulan ağrı özellikle derin duyulur. Çikolata kistinin yol açtığı belirtilerin ne derece hissedileceği ve neler olacağı, hastalığın nerede olduğuna bağlıdır. Bunun dışında hastalığın ne kadar yayıldığı da bu konuda belirleyici bir özelliktir. Çikolata kisti, hiçbir belirti de vermeyebilir. Şikayeti olmayan ve rutin jinekolojik muayenesini yaptıran bir kadından tesadüfen saptanabilir. Çikolata kistinin hastada çeşitli şikayetlere sebep olma sebebi, dokunun yer aldığı bölgede her ay adet kanaması gibi bir kanama alışkanlığı göstermesidir. Ayrıca yol açtığı şikayetler, kanamanın alanda sebep olduğu iltihabi reaksiyona, bunun dışında kanamanın kalıntılarının sebep olduğu yapışıklıklara ve her ay gelişen kanamanın artıklarının toplanıp birikmesine ve kitle oluşumuna yol açması ile alakalıdır. Bu kitleler, çikolata kistini oluşturur. Yapışıklıkların yol açtığı sorunlar tüplerin yapışıklıklar sebebiyle tıkanması, meydana gelen yapışıklıkların Fallop tüpünün saçaklarının fonksiyonunu bozması ve yumurtlama sırasında salınan yumurta hücresinin bu yapışıklıklar arasından Fallop tüpü içine geçememesi sebebiyle kısırlık, cinsel ilişkide ağrı, kronik pelvik ağrı gibi sorunlara yol açar. Çikolata kisti nasıl teşhis alır? Bahsettiğimiz belirtilerin birinin ya da birkaçının kadının mevcut olması endometriozis sorunun araştırılması için yeterli sebeplerdir. Endometriozisin kesin olarak teşhisi ise cerrahi işlemle alınan örnek şüpheli dokuların patolojik olarak araştırılması ile konur. Bunun dışında vajinal ultrasonografi de çikolata kistlerinin teşhisi için %90’dan fazla doğruluk verir. Çikolata kisti teşhisinde ultrason görüntüsünün önemi nedir? Çikolata kistinin teşhisini koymak için ultrason oldukça yaygın olarak uygulanan bir yöntemdir. Özellikle çikolata kisti ilerlemiş ise ultrason görüntüsünden oldukça rahat teşhis edilebilir. Çikolata kistinin kendine has belirtileri olması sebebiyle, doktor ultrason yaparken çikolata kisti tespit etmeye ağırlık verir. Ancak çeşitli durumlarda ultrason yeterli olmayabilir ve kesin tanı için ilave testler gerekebilir. Çikolata kisti nüks eder mi? Çikolata kistinin 4 evresi vardır. 3. Ve 4. Evre ise, çikolata kistinin en çok ilerlediği ve ultrasonda en kolay görüntü alınabildiği evrelerdir. Çikolata kistinin bu ilerlemiş evrelerinde hasta belirtileri daha şiddetli yaşar. Bu sebeple cerrahi tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Çikolata kisti için cerrahi yöntemler çoğunlukla laporoskopi yöntemi ile yapılmaktadır. Ancak kapalı ameliyatın yani laporoskopinin uygulanamayacağı hastalara açık yöntemle ameliyat yapılabilir. Çikolata kistinin cerrahi yöntemle tedavi edilmesinin ardından tekrar ortaya çıkması, ameliyat yöntemine ve cerrahın becerisine bağlıdır. Ancak bazı durumlarda cerrah ne kadar başarılı olursa olsun, mikroskobik boyutlarda çikolata kisti kalabilir ve zamanla büyüyebilir. Bu sebeple de hasta yeniden çikolata kisti belirtileri yaşar. Bu sebeple ikinci bir cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulabilir. Çikolata kisti operasyonu geçiren bir kadın sonrasında gebe kalabilir mi? Çikolata kisti sorunu olan ancak çocuk sahibi olmak isteyen anne adayları, çikolata kisti için ameliyat olduktan sonra gebe kalma şansına sahip olabilir. Ancak gebe kalma şansı her kadına göre, yapılan ameliyata, cerrahın deneyimine ve kadının yumurtalık rezervlerine göre değişmektedir. Bu sebeple gebe kalma şansını oransal olarak belirtmek mümkün değildir. Çikolata kisti operasyonu ardından kadının kendi kendine gebe kalabilmesi için 6 ay süreyle beklenir. Bu süre zarfında çift, korunmadan ve düzenli olarak cinsel ilişkide bulunmalıdır. Şayet kadının yaşı henüz genç ise bu bekleme süresi 1 seneye kadar uzatılabilir. Ancak anne adayının yaşı ilerlemiş ise bekleme süresi 6 ay ile sınırlıdır. Gebelik bu süre zarfında elde edilememiş ise yardımcı üreme yöntemlerine başvurmak en doğrusu olacaktır. Tüp bebek tedavisi, yardımcı üreme yöntemleri arasında en başarılı tedavi yöntemidir. Ancak tüp bebek tedavisinden önce aşılama gibi yöntemler de denenebilir. Anne adayının yaşı 35’ten fazla ise, aşılama gibi yöntemlerle zaman kaybetmemeli ve mümkünse tüp bebek yöntemine başvurmalıdır. Yaşın ilerlemesi sebebiyle çocuk sahibi olma şansı azalmaktadır. Bebeklerde böbrek genişlemesi nedir?Bebeklerde böbrek genişlemesi idrarın toplandığı idrar toplayıcı sisteminin genişlemesi olarak tanımlanır. Ultrasonografide gelişen teknoloji ve gebelik sürecinde kolay ulaşılabilir olması, bebeklerde böbrek büyümesinin tespitini de kolay hale getirmiştir. Anne karnında bebeklerde böbrek genişlemesi gebelik sürecinde sık karşılaşılan bir 18-22. haftalar arasında yapılan ayrıntılı detaylı ultrason incelemesinde böbreklerin anatomik görümünün yanısıra böbrek idrar toplama kanallarının çapları dikkate alınan sınır değer 4 mm’dir. 4 mm’nin üzerindeki ölçümler, genişlemiş böbrek olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda buna hafif böbrek genişlemesi adı böbrek genişlemesi geçer mi?4 mm’nin üzerinde çıkan ölçümlerde böbrek genişlemesi tespit edilmesine rağmen ek olarak başka bir bulgu yoksa bu durumda çok endişe etmeye gerek yoktur. Doğum sonrası ultrason ile takip edilmeleri yeterli olacaktır. Bu vakalarda görülen böbrek genişlemesi genellikle doğum sonrası 1 yıl içerisinde kendiliğinden takiplerinde böbrek genişlemesi görülen bebeklerin doğum öncesi sık takiplerinin yapılması ve doğum gerçekleştikten sonra da bebek 5 günlük olunca ultrasonografi ile değerlendirilmeleri gerekir. Ultrason incelemesinde böbrek genişlemesinin tek veya çift taraflı olup olmadığı, genişlemenin derecesi, bu genişlemeye bağlı böbrekte bir hasar olup olmadığı hidronefroz vakalarında ek olarak herhangi bir bulgunun olmadığı kontrol ultrasonu, doğumdan yaklaşık 40-45 gün sonra, bebeklerde yapılan kalça ultrasonu incelemesi ile aynı zamanda yapılabilir. Hafif hidronefroz vakalarının çoğunda böbreklerinin bir yıl içerisinde kendiliğinden normale döndüğü Hidronefroz değerlendirirken dikkat edilen temel noktalar şunlardır;Böbreğin idrarı topladığı pelvisin ön arka çapı,Böbrek parankiminin kalınlığı,Böbrek idrar toplayıcı sistemde genişlemenin varlığı,İdrar torbasında ya da idrar yollarında patolojik bulgu olup olmadığı,İnceleme esnasında dikkat edilmesi gereken böbrek genişlemesi neden olur?Anne karnında bebeklerde böbrek genişlemesi, böbrekler ile mesaneye idrar taşıyan kanalın birleşimi olan üretero-pelvik bileşkede darlık UPJ böbrek büyümesinin en temel sebebini oluşturmaktadır. Gebelikte böbrek büyümesi genellikle tek taraflıdır. Böbrek büyümesi tek taraflı ise ve bebeğin rahim içerisindeki sıvısında azalma yoksa çok telaş etmemek böbrek genişlemesinin ikinci en sık nedeni vezikoüreteral reflü olarak tanımlanan idrar torbasından idrar kanalına reflü olması durumudur. Vezikoüreteral reflünün tanısı voiding sistoüretrografisi işeme sistoüretrografisi görüntüleme yöntemi ile konulur. Bu yöntem her hidronefroz hastasına uygulanan bir görüntüleme yöntemi değildir. Nedenleri;Radyasyon içermesi,Girişimsel işlem uygulanmasıBazı komplikasyonları olması,şeklinde böbrek genişlemesi tedavisi?Böbreklerde tespit edilen genişleme olduğu zaman bazı durumlarda anne karnında bir takım girişimler yapılabilir. Bunlar;Mesanede büyüme ve idrar kanallarında genişleme mevcut ise,Bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısı, rahim içi sıvıda azalma varsa, anne karnında bazı girişimler genellikle kadın doğum ve çocuk üroloji uzmanlarının birlikte çalışmaları ile tanısı almış bebeklerin birçoğu, hafif hidronefroz evre 1 vakalarıdır. Bu tanıyı alan anne adaylarının aslında endişelenmelerini gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Evre 1’de genellikle bebek bir yaşına gelene kadar belirli aralıklarla ultrason yapılarak takip edilmektedir. Bu süreçte böbrek pelvis ön arka çapında bir genişleme veya böbreğin parankiminde herhangi bir inceleme yoksa herhangi bir işleme gerek yoktur, sadece takibi hidronefroz vakalarında ise; böbrek genişlemesi ileri derecede olduğundan, bebeklere belirli bir periyot boyunca antibiyotik tedavisi uygulanır. İhtiyaç duyulan bazı durumlarda ise, sintigrafi ve işeme sistoüretografisi ile üretero-pelvik bileşke varlığı bileşke varlığı tespit edilen ve böbrek hasarı tespit edilen durumlarda cerrahi işleme başvurulmaktadır. Vezikoüreteral reflü varlığında ilk bir yıl sadece takip Sorulan SorularBebeklerde böbrek genişlemesi down sendromu belirtisi olabilir mi?Bebeklerde böbrek genişlemesi down sendromu ile ilişkilendirebilmek için bebekte ek başka bulguların da saptanabilmesi hangi durumlarda çekilir?İdrar torbası dolu iken yapılan ultrason değerlendirmesinde;İdrar kanalının idrar torbasına açıldığı yerde genişleme görüldüğünde,İdrar torbasında patoloji tespitinde,Böbrek boyutunda küçülme gözlemlendiğinde,Parankim ekosunda artış olduğunda,voiding çekilmesi tanısı için başvurulan diğer görüntüleme yöntemi ise sintigrafidir. Hafif hidronefroz vakalarında sintigrafi genellikle yapılmaz. Radyasyon içerdiğinden dolayı her hidronefroz hastasına Sintigrafi uygulanmamaktadır. Orta dereceli hidronefrozda evre 2 büyüme söz konusu olmadıkça sintigrafi yapılması genellikle hidronefroz evre 3 hastalarında parankim kalınlığı azaldığından dolayı sintigrafi çekmek gerekmektedir. Sintigrafi UPJ darlık tanısı için değil, böbrek fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılmaktadır. Sintigrafi sonrasında böbreğin çalışma kapasitesine bağlı olarak hidronefrozun derecesi tespit genişlemesi dereceleri nelerdir?Hidronefrozu ultrasonda incelerken değerleri sayısal olarak belirlemek oldukça önemlidir. Hidronefroz derecelendirilmesi bebeklerde pelvis ön arka çap ölçümü ile yapılmaktadır. Ölçümü yapacak olan hekimin tecrübesi hidronefrozun derecesini ve tedavi sürecini belirlemede oldukça hidronefrozu değerlendirirken sadece pelvisin ön arka çap ölçümü dikkate alınmaz. Dikkate alınan diğer hususlar;Pelvisin yerleşim yeriPelvis çapının büyük olmasına rağmen ciddi hidronefrozun olmadığıPelvis çapının küçük olmasına rağmen hafif hidronefrozun olmadığı durumlar da dikkate yerleşim yeri yani böbrek içi veya böbrek dışı olup olmadığı da önemlidir. Böbrek dışı pelvis durumunda pelvisin çapı büyük olsa bile böbreğe yapabileceği basıncın etkisi düşük olacağından hidronefroz derecesi düşük olabilir. Bu durumun aksinde ise; böbrek içi pelvis durumunda pelvis çapı büyük olmasa bile yaratabileceği basınçtan dolayı böbrek parankimi zarar görebilmektedir. Bu nedenden dolayı hidronefroz derecesi büyük genişlemesi derecesi belirlemede hangi sınıflama kullanılır?Üriner sistem genişlemesi UTD hidronefrozun derecelendirilmesinde en çok kullanılan sınıflamadır. UTD Sınıflaması ile pelvis çapının ön arka ölçümünün yapılıp ultrason raporunda yer alması sağlanır. Hidronefroz derecelendirilmesini üç grupta inceleyebiliriz;Evre 1 hafif hidronefroz,Evre 2 orta derece hidronefrozEvre 3 ileri derece hidronefroz olarak derecelendirilmesinde diğer bir sınıflama bazı durumlarda kullanılan Önen sınıflamasıdır. Önen sınıflamasında pelvisin ön arka ölçümü öncesi evreleme sisteminde;Fetal hidronefroz 3 evreye ayrılır. Evre 1 hafif hidronefrozların birçoğu doğum sonrası 1 yıl içinde kendiliğinden gerilerken, evre-2 ve evre-3’te durum biraz daha farklı ve zor karnında yapılan ultrasonda 28. haftaya kadar pelvisin ön arka çapı 7 mm veya daha düşük, 28. haftadan sonra 10 mm veya daha düşük ise Evre-1 hafif hidronefroz olarak tanımlanır. Pelvis ön arka çap ölçüm değeri bahse konu haftalardaki değerlerin üzerinde ise evre 2 ve evre 3, sırasıyla orta ve ileri hidronefroz olarak sonrası evreleme sisteminde;Hafif, orta ve ileri derece sınıflandırmadan bahsedecek olursak;Hidronefroz cerrahi tedavisi?Cerrahi tedavi kararının ne zaman verileceği konusunda genel kabul görmüş bir prosedür bulunmamaktadır. Buna karşın, böbrek ağrısı, böbrekte taş ve böbrek iltihabı görülen çocuklara cerrahi tedavi genel yaklaşım olarak kabul bir bulgu gözlemlenmeyen bebek ve çocuklarda;Ultrason takiplerinde ciddi hidronefroz artışı tespit edilirse,Sintigrafi de %10’dan fazla böbrek fonksiyon kaybı olursa,Karşı normal böbrekte boyut artışı olursa,Cerrahi tedavi ameliyatı ile üreteropelvik bileşke darlığı olan bölüm kesip çıkartılır. Daha sonra uç kısmı genişletilen idrar kanalı ile pelvisin alt bölgesi arasında bağlantı yapılır. Bazı vakalarda ise geçici katater yerleştirilebilmektedir. Hasta için en uygun zaman tespitinden sonra yapılan cerrahi müdahale ile böbrek fonsiyonları normale hastalarının takibinde çok ince detayları da hesap edilir. Planlı bir takip ve tedavi sürecinde ana gaye, böbrekte fonksiyon kaybı olmadan tanı ve tedavi sürecini hidronefroz UTD Evre 1Hafif hidronefroz hastaların idrar toplayıcı sisteminde büyüme olmaz. Tüm hidronefroz hastalarının yarısından fazlasında hafif hidronefroz görülmektedir. Evre 1 hastalar hidronefroz genelinde %60-65 sıklıkta görülür ve yaklaşık 2 yıl boyunca belirli periyotlarda ultrason ile takip edilir. UTD evre 1’de antibiyotik kullanılmasına ve sintigrafi çekilmesine gerek yoktur. Hafif hidronefrozlu hastaların birçoğu takip ile kendiliğinden derece hidronefroz UTD Evre 2Orta derece hidronefrozlu hastalar, periferal ve santral kaliksiyel genişlemenin ikisinin de görüldüğü hasta grubudur. UTD Evre 2 hastaların idrar kanalı da geniş olabilir. Orta derece hidronefroz vakaları hidronefroz genelinin %25-30’unu oluşturur. Bu grupta yer alan hastalar belirli aralıklar ile üç yılda bir takipleri yapılır. Bu grup hastaların %5-10’unda cerrahi tedavi kararı derece hidronefroz UTD Evre 3İleri Derece Hidronefrozlu hastalarda;Periferal ve santral kaliksiyel genişleme,Böbrek parankim kalınlığında azalmaİdrar kesesi duvar kalınlaşması gibi durumların varlığı ciddi hidronefrozları Derece Hidronefrozlu hastalar, hidronefroz genelinde %10 sıklıkta görülür. Bu hastaların ayda bir ultrason ile takipleri yapılıp, bu hastalara sintigrafi ve antibiyotik önerilmektedir. Bu hastaların yaklaşık %50’sinde ileriki süreçlerde cerrahi tedavi böbrek genişlemesi tanısında MR görüntüleme kullanılır mı?MR görüntüleme gebelikte böbrek genişlemesi tanısında kullanılabilmektedir ancak MR görüntülemenin dezavantajlarından dolayı sınırlı vakalarda kullanılabilmektedir. MR görüntülemenin dezavantajları diyebileceğimiz hususlar;Ulaşılabilirliğinin zor olması,Maliyetinin yüksek olması,İşlem süresinin uzun olması,Çocuğa anestezi verilmesi,şeklinde hastalığı olan ileri yaş çocuklarda MR görüntüleme kullanılabilir. Fazladan bir atardamar aberran damar varlığı şüphesi olan bu çocuklarda MR görüntüleme tercih kanalının ortasında ya da idrar torbası ile birleşme yerindeki darlıktan şüphelenilen vakalarda ve bazen fonksiyonel değerlendirmede MR görüntüleme tercih derecelendirmesi için gerekli anatomik detay, ultrason raporunda yer almıyorsa ya da yapılan ultrasonlar birbirleri ile çelişiyorsa çocuk üroloğu MR görüntüleme bebeklerde böbrek büyümesi derecesini saptamada, tanı ve takipte çok iyi bir görüntüleme yöntemi olduğundan dolayı altın standart olarak kabul edilmektedir. Ultrasonografinin avantajları;Radyasyon içermemesi,Maliyetinin uygun olması,Çocuklarda girişimsel işlem ve anestezi gerekmemesi,Kolay ulaşılır ve hızla olması olarak olarak;Bebeklerde böbrek genişlemesi tanısı alan anne adaylarının, böbrek genişlemesi derecesine göre vakit kaybetmeden uygun tedavi sürecine başlanılması, ileriki süreçlerde böbrek kaybı ile sonuçlanabilen durumlara düşmemek için son derece önemlidir. Ultrasonda Cinsiyet Belirleme Nasıl Olur? Yumurta sperm tarafından döllendiği anda doğacak bebeğin cinsiyeti de bellidir. Ancak anne – babalar “Çocuğumun cinsiyeti ne olacak?” sorusunun yanıtını haftalarca merak ederler. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Alper Mumcu ultrasonda cinsiyet tahmini konusunda merak edilenleri anlatıyor. Yumurta sperm tarafından döllendiği anda doğacak bebeğin cinsiyeti de bellidir. Bunu belirlemede yumurtanın yani annenin hiçbir rolü yoktur. Cinsiyeti belirleyen erkekten gelen spermin taşıdığı kromozomdur. Çünkü anne, yani dişi, XX kromozom yapısına, baba ise XY kromozom yapısına sahiptir. Bu durumda anneden her zaman X kromozomu gelecektir. Eğer babadan gelen sperm X kromozomlu ise doğacak bebek XX yani kız olacak, eğer sperm Y kromozomu taşıyor ise doğacak bebek XY yani erkek olacaktır. Döllenmenin gerçekleştiği anda aslında belli olan cinsiyet ancak 11. hafta civarında penisin gelişmesi ile dışarıdan bakıldığında anlaşılabilecek hale gelir. Buna paralel olarak doğacak olan bebeğin cinsiyeti kullanılan ultrason cihazının kalitesine ve çözünürlüğüne bağlı olarak bu haftadan itibaren teorik olarak görülebilir. Ancak pratikte bu her zaman mümkün olmamaktadır. Cinsiyet tespiti için en uygun dönem 16-20 haftalar civarıdır. Ultrasonda Cinsiyette Yanılma Olur mu? Bununla birlikte yapılan bir araştırmada gebeliklerinin 11-14 haftalarında olan 148 hastada bebeğin cinsiyeti görülmeye çalışılmış ve bunların 132 tanesinde bir tahminde bulunabilmiştir. Ancak daha sonra yapılan takiplerde yapılan tahminlerin 106 hastada doğru olduğu geri kalanlarında ise yanılma söz konusu olduğu saptanmıştır. Bir başka deyişle cinsiyeti tahmin edilen bebeklerde yanılma oranı bu haftalar için % İlk trimester’da üç boyutlu ultrason ile incelenen 200 kadının bebeklerinde ise cinsiyet % oranında doğru olarak tahmin edilmiştir. Bebeğin duruşunun uygun olmadığı zamanlarda gebeliğin sonuna kadar cinsiyet görülemeyebilir. Zaman zaman cinsiyet tayininde hatalar olabilmektedir. Kız denen bebeklerin doğduğunda aslında erkek olduğu ya da tam tersi durumlar söz konusu olabilmekte bu durum da bazı ailelerde yersiz endişeler yaratabilmektedir. Ultrason ile cinsiyet tayininin %100 olmadığı bilinmeli ve hata olabileceği her zaman hatırda tutulmalıdır. Dilerseniz aşağıdaki bağlantıya tıklayarak “Renkli Ultrason Nedir? Gerekli midir?” Konulu yazımızı okuyabilirsiniz. Uzman kadromuz ve deneyimli editörlerimiz ile anne, babalara ve bebeğin yakınında olan herkese sorularının tüm cevaplarını vermek için 2001 yılından beri buradayız. SORULARLA GEBELİKTE AYRINTILI ULTRASON MUAYENELERİ Gebelerde Ayrıntılı Ultrason Muayenesi nedir? Kimler tarafından yapılır? “Ayrıntılı Ultrason”, “Detaylı Ultrason” veya “İkinci Düzey Ultrason” olarak anılan muayenenin, normal gebelik takibi sırasında yapılan ultrason muayenelerinden farkları şunlardır Yüksek görüntü kalitesine sahip, Doppler, Renkli Doppler, 3 ve 4 Boyutlu görüntüleme yetenekleri olan gelişmiş ultrason cihazı kullanılır. Daha fazla zaman ayrılarak anne karnındaki bebeğin tüm organları mümkün olan en yüksek ayrıntı düzeyinde incelenir. Bu inceleme riskli gebelikler, doğumsal sakatlıklar ve hastalıklar konusunda özel eğitim ve tecrübeye sahip Perinatoloji Uzmanları tarafından yapılır ve inceleme sonucunda yazılı bilgilendirme ve önerileri içeren rapor düzenlenir. ’İki Boyutlu Ultrason’’, Renkli Ultrason’’, ’Üç ve Dört Boyutlu Ultrason’’ kavramları ne anlama gelir? Tüm ultrason cihazları iki boyutlu görüntü üretir, bu görüntüler farklı yön ve açılardan alınan organ kesitlerdir limonu bıçakla kesip kesit yüzeyine bakmaya benzetilebilir. Bu görüntüler genelde siyah-beyaz ve gri rengin tonlarında gösterilir. Tıbbi muayenede en çok bu görüntülerden yararlanılır ve üst düzey ultrason cihazlarda 1-2 milimetrelik ayrıntılar bile izlenebilir. ’Renkli Ultrason’’ tanımı yanlış bir tanımdır. Doğrusu Renkli Doppler’’dir. Ultrasonla anne karnındaki bebeğin rengi görüntülenemez. Renkli Doppler teknolojisinin yardımı ile gebenin rahim damarlarında, bebeğin kan damarlarında ve kalbindeki kan akımları görüntülenir ve değerlendirili. Bu teknoloji ile bazı damar ve kalp oluşum hataları ve bebek gelişme bozukluklarının nedeni araştırılır. ’Üç Boyutlu Ultrason’’- gelişmiş ultrason cihazlarında bilgisayar programı tarafından binlerce iki boyutlu görüntü birleştirilerek üç boyutlu görüntü elde edilir. Üç boyutlu görüntülerin ayrıntıları iki boyutlu görüntülerin ayrıntılarından oldukça az olmakla birlikte, ’ Üç Boyutlu Ultrason’’ normalde elde edilmeyecek kesitlerin alınmasına ve bebeğin vücut yüzeyinin herkesin anlayabileceği şekilde gösterilmesine olanak verir. Üç boyutlu görüntülerin canlı izlenmesine ’Dört Boyutlu Ultrason’’ adı verilir. Üç ve Dört boyutlu görüntüleme tıbbi olarak her zaman gerekli değildir, fakat özellikle bebeğin yüzünün görüntülenmesine ailelere duygusal anlar yaşatır. Bebek yüzünün ten renginde gösterilmesi üç boyutlu görüntülerin halk arasında yanlış olarak ’ Renkli Ultrason’’ olarak adlandırılmasına yol açabilir. Anne karnındaki bebeğin yatış pozisyonunun uygun olmaması, suların az olması ve gebenin kilolu olması üç ve dört boyutlu görüntülemeyi engelleyebilir. Ayrıntılı ultrason muayenesi sırasında İki Boyutlu görüntüleme, Doppler ve Renkli Doppler, Üç ve Dört Boyutlu görüntüleme türlerinin hepsinden yararlanır. Ayrıntılı ultrason muayenesiyle hangi sorunlar anlaşılabilir? Ayrıntılı ultrason muayenesiyle anne karnındaki bebeğin büyümesi ve gelişmesinin yanında vücut ve organ yapıları sakatlıklar anomaliler veya doğumsal hastalık şüphesi uyandıran bulgular belirteçler açısından incelenir. Sakatlıklar bebeğin vücut ve organ yapılarında olabilen ciddi oluşum kusurlarıdır. Bunlara örnek olarak belkemiğinde açıklık olması, beyin boşluklarının aşırı sıvı toplaması, kol, bacak yokluğu, ana damarların kalbe hatalı bağlanmış olması gibi sorunlar sayılabilir. Canlı doğacak olan her yüz bebekten üçü büyük bir yapısal oluşum kusuru taşır. 4. – 5. Gebelik ayları arasında yapılan ayrıntılı ultrason muayenesiyle yapısal oluşum kusurlarının %90’ı saptanabilir. Belirteçler normal bebeklerde de görülebilen, fakat genetik veya enfeksiyon hastalığı olanlarda daha sık izlenen fiziksel özelliklerdir. Örneğin, beyin boşluklarının hafif genişlemesi, burun kemiğinin görülememesi veya küçük ölçülmesi, ense cilt kalınlığının artmış olması, elin küçük parmağında orta kemik eksikliği, ayak başparmağının diğer parmaklardan ayrık durması gibi bulgular normal bebeklerde de görülebilir, fakat aynı zamanda bunlar Down Sendormu olarak adlandırılan doğumsal zeka geriliğine sahip bebeklerde daha sık izlenen belirteçlerdir. Ayrıntılı Ultrason Muayenesiyle hangi sorunlar anlaşılamaz? Yapısal kusurların tanınma olasılığı boyutuyla ve yerleşimiyle ilgilidir. Küçük boyutlu yapısal sorunların çoğunun ultrasonla tanınması mümkün değildir. Kaka deliğinin oluşmaması anal atrezi, yemek borusunun tıkalı oluşması özofagus atrezisi, butun deliklerinin tıkalı olması koanal atrezi, yumuşak damağın yarık olması, bağırsaklarda tıkanıklık olması, cinsel organlarda küçük şekil bozukluklarının olması tanınamayanlara örnek olarak verilebilir. Bunun yanında, gebelik haftasının uygun olmaması, gebenin aşırı kilolu olması, bebeğin anne karnında duruşunun uygun olmaması, bebeğin sularının az olması gibi faktörler ultrason incelemesini olumsuz etkilerler ve olası sorunların saptanmasını engelleyebilir. Bebeğin vücut ve organ yapılarının ultrason görünümünü etkilemeyen doğumsal hastalıklar ultrasonla tanınamaz. Doğumsal zeka geriliği, görme veya işitme bozukluğu, kan hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları, metabolik hastalıklar doku veya vücut kimyası hastalıkları ultrasonda belirti vermeyebilir. Bu tür hastalıkların çoğunu gebelik sırasında herhangi bir tetkikle tanınması mümkün değildir. Bazıları su veya kordon damarından alınan kandan tetkik yapılarak anlaşılabilir. Ayrıntılı Ultrason Muayenesi Gebeliğin hangi döneminde yapılır? Ayrıntılı Ultrason muayenesi için gebeler genellikle gebeliği izleyen doktorlar tarafından yönlendirilir. Sakatlık şüphesi, suların azalması veya artması, gelişme geriliği şüphesi gibi durumlarda bu muayene herhangi bir gebelik haftasında istenebilir. Özel bir sorun şüphesi olmadan, her ihtmale karşı ayrıntılı ultrason muayenesi yapılacaksa, bebeğin yapılarının en ayrıntılı ultrason görülebildiği 20. -22. Gebelik haftaları 4,5 – 5 ay arasında dönem tercih edilir. Bunun yanında birçok ciddi doğumsal sakatlık bebeğin oluşum dönemi bitince gebeliğin ilk üç ayı dolunca ayrıntılı ultrason muayenesinde teşhis edilebilir ve aynı zamanda bebek en önemli Down Sendromu belirteçleri açısından incelenebilir. Gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılan Ayrıntılı Ultrason Muayenesi Birinci Trimester Anomali ve Down Sendromu Taraması olarak adlandırılır. Yapısal kusurların erken tespitine önem veren ve en güvenilir Down Sendromu taramasını yaptırmak isteyen ailelere Birinci Trimester Taramayı tercih etmelidir. Birinci Trimester Tarama’da bebeğin yapıları çok yüksek ayrıntıda incelenemediği için bu taramayı yaptıran gebelerin 20. – 22. Gebelik haftaları arasında ayrıntılı ultrason muayenesi tekrar önerilir. Ayrıntılı Ultrason Muayenesinin anne karnındaki bebeğe zararı olabilir mi? Ultrason 50 seneyi aşan süredir ANNE KARNINDAKİ BEBEKLERİN MAUEYENESİ İÇİN KULLANILMAKTADIR. Bugüne kadar zarar gören herhangi bir bebek rapor edilmemiştir. Yine de ultrason muayenesinin mümkün olan en kısa süre içinde bitirilmesi önerilmektedir. Eğlence amaçlı ve bebeği görme merakından ultrason muayenesine girilmemelidir. Aileler özellikle üç boyutlu yüz görüntülerini merak eder. Ayrıntılı Ultrason Muayenesi sırasında bu tür görüntülemeye birkaç dakika ayrılabilir, fakat her bebeğin pozisyonu bu görüntülerin elde edilmesi için uygun olmayabilir, bu durumda muayene uzatılmamalıdır. Dr. Kağan Kocatepe'nin youtube kanalında hazırladığı video içeriğinin transkripsiyonu video sayfanın en aşağılarında Detaylı ultrasonda bebekte ciddi sorunlar, erken doğum riski, plasenta yapısı ve renkli Dopplerde direnç gibi sorunların saptanmasının veya saptanamamasının önemi En sık sorulan sorulardan bir tanesi de şu Detaylı ultrason yaptırmazsam olur mu? Tabii ki olur. Detaylı ultrason ne işe yarıyor? Bebeğin tepeden tırnağa organlarının iyi olup olmadığına bakmak bir, ikincisi rahim ağzı kalınlığı ölçümü, rahim ağzı uzunluğu ölçümü, erken doğum riskini belirlemek için. Üç, renkli doppler testi. O da ne için? Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde gebelik zehirlenmesi gelişme olasılığı ve/veya bebeğin küçük kalma olasılığı, 2500 gramın altında gelişme geriliği olma olasılığı yüksek mi değil mi onu belirlemek için. Yani aslında çoğunlukla yapılan detaylı ultrasonografilerin zaten %90'ı normal çıkıyor. O yüzden %90 olasılıkla aslında gereksiz yere girilmiş oluyor. Ama %10'luk bir kısmı var ki, rahim ağzı eğer ince bulunursa, renkli dopplerde notch, yani çentik, direnç artışı gibi bulgular saptanırsa bunlar önlemi alınabilen şeyler. Eğer rahim ağzı ince bulunursa, o zaman istirahat etmek gerekir, daha fazla istirahat etmek gerekir, progesteron ilaçları kullanmak gerekebilir. Hatta bazen serklaj gerekebilir, rahim ağzının bağlanması gerekebilir. Renkli Dopplerde notch bulgusu veya direnç bulgusu saptandığı zaman, gebeliğin daha sıkı takip edilmesi gerekir. Ama detaylı ultrasonografide birde bir grup anomali var ki, bunlar çok ender görülen şeyler. Bir grup anomali var ki, bu bebeklerin doğumunun tersiyer merkez dediğimiz, yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan, içinde çocuk cerrahı barındıran, içinde yenidoğana ameliyat yapılabilecek üniteler barındıran bir ameliyat ortamının olduğu bir hastanede yapılması gerekiyor. Nedir bunlar? Ductal dependent dediğimiz türde kalp anomalileri. Duktus arteriozus denen yapı, yani rahim içinde 2 tane büyük damarın birbiri arasındaki kan alışverişini sağlayan yapı, normalde bebek doğduktan sonra kapanıyor. Duktus arteriozus, pulmoner arterle yani akciğer atardamarı ile aort arasındaki duktus arteriozus denmesinin nedeni duktus kanal demek yapının doğumda normalde kapanması gerekirken bu tür kalp rahatsızlığı olan bebeklerde kapanması bebeğin aleyhine olabiliyor. Çünkü o duktus lezyonunun yani açık olan yerin arkasında kalan bazı lezyonlar bebek doğduktan sonra bebeğe oksijen götürebilmesi için onun açık kalmasına ihtiyaç duyuyorlar. İşte bebek doğduktan sonra o anomaliler önceden görülürse eğer, büyük kalp anomalileri bunlar, hemen bebek doğar doğmaz bazı ilaçlarla o yapının kapanması değil, bilakis açık kalması sağlanıyor ameliyata hazırlanana kadar. Çünkü eğer o kapanırsa o zaman o arkadaki esas kalbin içindeki büyük anomali bebeğin kaybedilmesine neden olur. Detaylı ultrasonun avantajı nedir? Bunlar görülmesi zor anomaliler. Görüldüğü zaman da, ductal dependent bir kalp anomalisi varsa mutlaka o bebek doğduktan sonra da o duktus arteriozusun açık kalması lazım, kendiliğinden kapanmasının engellemesi lazım. Bu da ancak çok tecrübeli bir yenidoğan kardiyoloğu tarafından, çocuk kardiyoloğu tarafından yapılması lazım. Onun dışında eğer gastroşizis veya omfalosel gibi, yani karın defektleri varsa eğer oradan da bağırsaklar bazen de karaciğer dışarı çıkmışsa, bunların da tecrübeli bir ekip tarafından doğurtulması lazım ki, bunlar ameliyatla giderilebilen şeyler, yani karın içine tekrar koyulabiliyor bağırsaklar ve karaciğer. Ama önceden bilinmesi, ona göre hazırlıklı olmasını sağlıyor. Yani normal doğumda bununla karşılaşmanın hiçbir anlamı yok. Doğurtuyorsunuz mesela bağırsaklar dışarıda. Onun dışında bazı plasenta anomalileri var. Plasentanın mesela rahim duvarına yapışması, rahimin bütün duvarı boyunca ilerlemesi. Plasenta akreata, inkreata, perkreata. Ortak olarak bunlara plasental invazyon anomalisi diyoruz. Yani plasentanın yerinde durmak yerine myometrium dediğimiz rahim kasının içine ilerlemesi. Çok dikkatli yapılması gerekir bunların ameliyatının. Çünkü bebek doğar, plasentayı çıkartmak üzere elimizi attığımız zaman çok şiddetli hayati kanamalara neden olabilir. Bu da detaylı ultrasonografide gayet güzel bir şekilde çoğunlukla görülebiliyor. En azından şöyle denebiliyor, şu anda plasenta akreata yok ama 30. haftada tekrar gelin tekrar bakalım. Çünkü o anda belki henüz daha o invazyon rahim içine doğru ilerlememiş olabilir, plasenta yapışmamış olabilir ama 30. haftada yapışmaya başlamış olabilir. Onun dışında aslında bakarsanız çok da fazla bir şey yok yani detaylı ultrasonografi yapıldığı zaman eğer bebeğin yapısı bu böyle özellikli bazı büyük anomaliler dışında ufak tefek bazı anomaliler içeriyorsa onlar zaten hayatı şeyler değil. Ama hakikaten de detaylı ultrasonografinin bir de rahatlatıcı bir özelliği var. Yani detaylı ultrasonografiye girmezseniz içiniz içinizi yiyor. Keşke girseydim keşke girseydim bak 20. hafta da girecektim, 30 oldum 10 haftadan beri çok üzülüyorum acaba bir şey var mıdır diye, bu doğuma kadar devam ediyor. En güzeli eğer doktorunuz öneriyorsa, kendisi yapıyorsa detaylı ultrasonografiyi yapacaktır zaten ama, 2. bir merkeze gidip bir radyolog veya bir perinatolog yapsın diyorsa bunu yaptırın, çünkü her şeyden önce bu anlatığım anomalileri bir kenara atın, rahatlatıcı özelliğinden faydalanmanız son derece önemli detaylı ultrasonografinin. Çünkü dediğim gibi %90 'ında hiçbir şey çıkmıyor. İLGİLİ KONULAR Gebelik İlk Üç Ayında Yapılan Ultrason Prenatal Doğum Öncesi Tanı nedir? Ultrasonografi Hakkında Genel Bilgiler Ultrasonografi Güvenli Mi? Gebelikte Yapılan Ultrasonun Önemi Rutin Ultrasonografi Rutin ultrasonografide nelere bakılır? Detaylı Ultrasonografi Gebelikte ultrasonografi ile ilgili en sık sorulan sorular Ultrasonografi Görüntüleri Hamilelikte Renkli Doppler Dört Boyutlu Ultrasonografi Ultrasonografide Sık Rastlanan Belirteçler Bebekte Dudak ve Damak Yarıkları Bebekte Sindirim Sistemi Kusurları Bebekte böbrek ve idrar yollarında görülen kusurlar Bebekte Nöral Tüp Defektleri Spina Bifida ve Hidrosefali Bebekte Doğumsal Kusur ve Sakatlıkların Hangileri Doğum Öncesinde Saptanabilir? Ultrasonografide bebeğin kafa ölçümlerinin büyük çıkması bir sorun mudur? Dört boyutlu ultrason ve bebeğin ruhsal dünyası Bebeğin kalp atışları ultrasonografide en erken en zaman görülür ve duyulur? Ultrasonda bebeğin kafasının büyük veya küçük çıkması riskli midir? Bebeğin ilk kalp atışlarının görülmesi için uzun süre beklemek sakıncalı mı, zehirlenme olur mu? Bebek, anne adayının karnına dokunulmasından ve bastırılmasından rahatsız olur mu, risk yaratır mı? Detaylı ultrason normal olmasına rağmen bebekte ilerleyen haftalarda sonradan da sorun çıkabilir mi? Plasenta prevya gebelik ilerledikçe yukarı çıkabilir mi? Düzelir mi? Plasenta yaşlanması ve ultrasonda bebeğin eşinde kireçlenme görülmesi bebek için riskli midir? Koroid pleksus kisti fetal ultrasonda nasıl görünür, kendiliğinden geçer mi? Video DETAYLI ULTRASON YAPILMAZSA NE OLUR? RENKLİ DOPPLER, ERKEN DOĞUM RİSKİ, CİDDİ DOĞUMSAL KUSURLAR Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

ultrasonda görülen kist bebek olabilir mi