EnderSaraç’tan sağlıklı kilo aldıran diyet listesi 1 HAFTADA 5 KİLO ALDIRAN SAĞLIKLI DİYET LİSTESİ. 1. Gün: Sabah kahvaltıda 2 yumurt ile hazırlanmış kaşarlı ve tereyağlı omlet, 1 bardak portakal suyu, 3 dilim ay çekirdekli ekmek, 3 tatlı kaşığı tercih edilen bir reçel ve maydanoz. Ara öğün de 1 bardak süt. EnderSaraç kimdir? 234. Ruhsal Gelişim ve Kader, benim dördüncü kitabım, ilk kitabımı pek çok konuyu öğrenmemde bana yardımcı olan Dr. Raju’ya, ikinci kitabımı anneme, üçüncü kitabımı doğa anaya adamıştım. Ben küçük sayılabilecek bir yaşta, ergenliğin sonralarına doğru kötü bir hastalıktan babamı kaybettim. Dinile Felsefe Arasındaki İlişki Hakkında Son Söz İbn Rüşd 299466 9786257312820 İslam’ın Yaşam Dünyaları Mohammed A. Bamyeh 299457 9789755748832 Hikayem Ne Tuhaftır İnsan Yayınları. Ahmet Murat Özel 77,00 299451 9786052262610 Ateş-i Aşk: Sivas Katliamı'nın Gerçek Hikayesi La Kitap Murtaza Demir 65,00 299437 RuhsalGelişim ve Kader'i okuduğumdan bu yana Ender Saraç'ın Esma'ül Hüsna hakkında daha detaylı bir kitap yazmasını bekliyordum ve gerçekten beklediğime değdi.Emeğine sağlık Ender Saraç. Kitabı Ender Saraç imzalı almak çok hoş oldu.İmza kampanyası için Kitapyurduna teşekkürler. Fayfalı Bitkiler, Şifalı Otların bulunduğu Ahmet Maranki, Ender Saraçoğlu gibi uzmanların önerilerinin olduğu blog. Faydalı Bitkiler, Şifalı Otlar, Ahmet Maranki, Ibrahim Saraçoğlu, Ender Saraç önerileri Bu nedenle bu tür hastalara iyi seçilmiş antibiyotikler ile uzun dönem tedavi önerilmektedir. Yaşlı erkek hastalarda oluşan idrar yolu enfeksiyonları genellikle akut bakteriyel prostatit ile ilişkili olup hızlı bir şekilde tedavi edilmediği takdirde çok ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. OpS0H5g. Ruh sağlığının şifâsı Esmâ zikri Medyada sağlıklı hayat, kilo kontrolü gibi konularda isim yapmış aile hekimi Dr. Ender Saraç, "Ruhsal Gelişim ve Kader" isimli kitabında bir şifa vesilesi olarak zikir tekniği’ne dikkat çekiyor ve “Allah’ın 99 isminden her biri, bir enerji köküdür. Artık hekimlerin bunlara sahip çıkması gerekir” diyor. 10 Şubat 2007 tarihli Hürriyet Cumartesi ekinde Ayten Serin imzalı, zikir’le ilgili ilginç bir haber yayınlandı. “Zikir; reiki ve yoga gibi şifa verici teknik” başlığıyla yayınlanan haberde, medyada sağlıklı hayat, kilo kontrolü gibi konularda isim yapmış aile hekimi Ender Saraç’ın “Ruhsal Gelişim ve Kader” isimli kitabı yorumlanıyordu. Ruh sağlığı açısından bir şifa vesilesi olarak gördüğü zikri, ileri bir teknoloji’ olarak niteleyen Dr. Saraç şöyle diyordu “Zikir de meditasyon mantraları, reiki sembolleri gibi bir teknolojidir. Belli sesleri tekrar edip jeneratör gibi enerji üretirsiniz. Kur’ân’da geçen Allah’ın 99 isminden her biri, bir enerji köküdür. ... Artık hekimlerin bunlara sahip çıkması gerekir.” Saraç’ın bu sözleri, inanılsın veya inanılmasın, aslında herşeyin hakikatinin Allah’ın bir ismine dayandığını ve bu isimlerde psikolojik ya da fizyolojik pekçok derdin/hastalığın şifasının gizli olduğu gerçeğini teyid ediyor. ESMA-İ HÜSNA ŞİFA KAYNAĞI Esma-i Hüsnâ, gerçekten de şifâ kaynağı. Bediüzzaman Hazretleri de, meselâ Büyük Cevşen’de yer alan ve içerisinde İsm-i Âzam’ denilen Allah’ın altı büyük isminin bulunduğu Tahmiye duâsı için “..maddî ve manevî hastalıkların bir nevî şifası..” diyordu. Aslında, Dr. Saraç’ın, şifa veren enerji kökleri’ olarak nitelediği Allah’ın isimleri, sadece hastalıkların şifasında değil, hayatın her karesinde sözkonusu idi. Çünkü Bediüzzaman “Herbir şeyin hakikati bir isme veyahut çok esmâya istinad eder” diyordu. Yine “İnsan ve insanın hayatı, esmâ-i İlâhiyenin tecelliyâtına bir tarladır” sözü de ona aitti. Yani hayatın türlü halleri, Allah’ın güzel isimlerinin yansımalarından başka bir şey değil. İnsan kederde, sevinçte, hastalıkta, sağlıkta, kısacası hayatının her ânında ve her karesinde—bilinçli ya da bilinçsiz—Allah’ın isimlerini yansıtıyor, adeta hayatını Allah’ın isimlerinin tecellîsine bir ekim-biçim sahası haline getiriyordu. HER İNSANDA ALLAH’IN BİR İSMİ BASKIN Bununla beraber her insan, hayatında Allah’ın farklı bir ismini daha baskın şekilde gösterebiliyordu. Bediüzzaman’ın da “Her bir insanın hakikati, birer ismin nuruna dayanır ve hakikatine istinat eder” Sözler, s. 436 diyerek ifade ettiği bu gerçeği, Dr. Saraç şöyle dillendiriyor “Her insanda Allah’ın 99 isminin belirli açılımları bulunuyor. Ancak bunların bazıları baskın, bazıları dengede, bazıları uyur durumda. Örneğin sürekli her konuda geri kalıyorsanız, El Müzill isminin etkisi kuvvetli demek. El Mukaddim ise tersine, öne geçirici bir etki yapıyor, insan onun etkisini kullanmayı bilirse atak yapabiliyor.” Peki insan, kendisinde Allah’ın hangi isminin daha baskın olarak tecellî ettiğini, ya da hangi isimleri daha çok üzerinde göstermesi gerektiğini nasıl anlayacaktı? Çünkü Saraç’a göre, insan hangi alanda sıkıntı yaşıyorsa, Allah’ın o alanla ilgili ismini daha ziyade zikretmeliydi. Saraç’a göre, kişinin bunu tespit etmesinin yollarından biri, kendi içine dönerek, sakin bir şekilde hayatın hangi alanında sıkıntılarının olduğunu tespit etmekten geçiyor. KIRK GÜN RUH TEKÂMÜLÜ Dr. Saraç ayrıca, bahsettiği zikir tekniğinden daha fazla verim almak için, zikirden bir gün önce detoks arınma’ denilen sebze türü gıdalarla beslenmeyi esas alan bir diyet programına başlamak gerektiğini söylüyor. “40 gün boyunca mümkün olduğunca az kırmızı et, sarmısak, soğan, kırmızı pul biber yenmesi gerek” diyen Dr. Saraç, “40 gün hiç yalan söylemeyin, kullanmadığınız eşyaları ihtiyacı olanlara verin, içinde bulunduğunuz ortamı daha pozitif yapmaya çalışın, sık sık doğaya açılmaya, mükemmelliğini fark etmeye çalışın, çocukların başını okşayın, duâ edin” derken de, aslında hep fıtrat dini İslâmın prensiplerine işaret ediyordu. Nitekim Bediüzzaman da, insanın mizaç ve huylarının beslendiği şeyden etkilendiğini söyleyerek, “Kırk günde hergün et yiyen kasâvet-i kalbiyeye dûçâr olur” darbımeselini buna delil gösteriyordu. 9. Lem’a, s. 89 Öte yandan insanın manevî/ruhsal boyutta derinleşmesi, maddiyâtta sığlaşmasıyla mümkündü. Yani insan maddeden uzaklaşmalıydı ki, mânâda yoğunlaşabilsindi. Bediüzzaman bu gerçeğe “Maddiyatta tevaggul eden, mâneviyâtta gabileşir ve sathî olur” sözüyle de işaret etmişti. İşte Saraç’ın, 40 gün çalışılması gerekir dediği zikir tekniği için tavsiye ettikleri, aslında her zaman için insanın ruh tekâmülünü sağlayacak İslâmî prensipler. ESMÂ HAZİNESİ CEVŞEN Şifâ kaynağı olarak Allah’ın isimleri zikredilince, Cevşen’den bahsetmemek mümkün değil elbet. Cevşen de, Cebrail’in as Peygamberimize asm indirdiği ve içerisinde Allah’ın binbir isminin bulunduğu tesirli bir duâdır. Zeyne’l-Âbidin ra tarafından rivayet edilen bu zengin duâyı Bediüzzaman da okumuş, hatta birçok sıkıntıdan bu duâ sayesinde kurtulduğunu ifade etmiş, başkalarına da okumasını tavsiye etmiştir. ZİKİR VE DUÂ İBADETTİR; NETİCESİ AHİRETE BAKAR Ancak burada küçük bir hatırlatma yapalım. Her ne kadar Dr. Saraç, ortaya koyduğu zikir tekniğinden, Müslüman olmayanlarca da yapılabilen bir teknik olarak söz etse de, en azından Müslüman olanların, mensup oldukları dinlerinin bu konuda koyduğu ölçüyü bilmesi gerekir. Bediüzzaman bu hususu en güzel şekilde izah etmiştir. Şöyle ki Herşeyden önce, duâ bir ibadettir. Allah’ın isimleriyle yapılan zikir de bir ibadettir. Yapılan bu zikir ve duâlar neticesinde dünyada elde edilmek istenen bir takım şeyler ise, yapılan duânın/zikrin vakti olarak algılanmalıdır. Yani elde edilmek istenen neticeler, o zikrin amacı/hedefi haline gelmemelidir. Hedef, bir ibadet şuuruyla Allah’ın rızası olmalıdır. Allah, arzu edilen şeyi dilerse verir, dilerse vermez. Verirse şükredilir, vermezse ilgili duânın/zikrin vaktinin bitmediği düşünülerek, ibadete devam edilmelidir. Bu hususun detaylı izahı için bkz Bediüzzaman, Sözler, 23. Söz, 5. Nokta NAMAZ TESBİHATI GÜNLÜK İHTİYACI KARŞILIYOR Allah’a duâ edilmektedir. İnsan ruhunun, günün her vaktinde maddî-manevî pek çok ihtiyacının olduğu dikkate alınırsa, bu esmâ hazinesi tesbihatın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Ki, Bediüzzaman’ın, sırf talebelerinden birinin bu namaz tesbihatında gösterdiği tembellikten dolayı, tesbihatın önemini’ anlatan bir mektup yazması da konunun ehemmiyetini ortaya koymaktadır. MUTLU HAYAT, RUHUN İHTİYACINI TATMİNLE MÜMKÜN Aslında bütün bu tesbihatlar, zikirler stres ve depresyon gibi rahatsızlıkları eksik olmayan günümüz insanı için tam bir şifâ kaynağıdır. Zira insanın maddî yapısının yanında bir de manevî yönü vardır. İnsan maddî hayatının sağlığına dikkat ettiği gibi manevî hayatının sağlığını da korumak durumundadır. İşte bu tesbihatlar, duâlar, zikirler, özetle Allah’a iman ve ibadet insanın manevî hayatının sağlıklı bir şekilde devam etmesinin tek çıkar yoludur. Aksi halde bir takım psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Günümüz insanının, özellikle hak dinden uzaklaşarak manevî cephesini ihmal eden Batı insanının, uzak doğu dinlerinin Yoga, Reiki, Meditasyon gibi tekniklerine yönelişi, hep bu manevî alandaki boşluğu doldurmak adınadır. Bugün insanlık bu manevî ihtiyacını tatmin arayışındadır. Komünist Çin’deki dine dönüş haberleri de bunun bir göstergesi. Aslında yaklaşık yarım asır önce, Eşref Edip’in kendisiyle yaptığı röportajda Bediüzzaman’ın ifade ettiği şu satırlar, bunalan insanlık için en doğru çıkış yoluna dikkat çekiyor “Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa, İslâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslarıyla mı?..” Evet, Dr. Saraç’ın kitabında ortaya koyduğu Allah’ın isimleriyle zikir tekniği’ de, İslâm cemiyetinin ter ü taze esasları’dan başka bir şey değil... Dr. Saraç’a göre bazı zikir teknikleri Dr. Ender Saraç’a göre, türlü ihtiyaçların giderilmesine yönelik bazı zikir teknikleri şöyle ifade edilmiş * Sürekli darlık ve sıkıntı çekiyorsanız Ya Muğni, En Nafi * İçiniz sıkılıyor ve göğsünüz daralıyorsa El Basit * Bir türlü olayların içinden çıkamıyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız El Vekil * Sürekli başınıza felâketler geliyorsa El Mani, Es Selam * Bilginizi arttırmak için gerekli beyin devrelerinin açılmasına yardım için El Alim * Kendinizi biraz katı ve merhametsiz hissediyorsanız Er Rahim, Er Rahman * Sürekli halsizseniz ve enerjiniz düşükse El Hayy * Çok pasif ve korkaksanız El Kahhar * Kötü bir yöneticiyseniz veya olayları yönetemiyorsanız El Vali * Bir türlü organize olamıyorsanız El Kayyum *Yaşamda elinizden tutacak kimse yoksa El Veli * Bir iş kurarken El Hakim Evet, Allah’ın her bir ismi, insanın bir ihtiyacı için şifa kaynağı. Bu hususu Bediüzzaman da vurgulamış ve şöyle demişti “İnsanın mahiyeti ulviye yüce, fıtratı yaratılışı câmia geniş olduğundan, binler envâ-ı hâcât ihtiyaç türleri ile bin bir esmâ-i İlâhiyeye Allah’ın isimlerine, herbir ismin çok mertebelerine fıtraten yaratılışça muhtaçtır.” Sözler, s. 586 İsmail Tezer - 2 Temmuz 2009 tarihinde eklendi, kez okundu. Sağlıklı yaşam, doğal tıp, doğru beslenme, obezite, stres gibi konularda gelir seviyesi yüksek kesime danışmanlık yapan Dr. Ender Saraç, Allah’ın 99 ismini yani Esmaü’l-Hüsna’yı zikretmenin insana huzur verdiğini söylüyor. Merhametsizlere Er Rahim’ ve Er Rahman’, aşırı sinirlilere El Halim’, yaşamında sevgi ve muhabbeti az olanlara Ya Vedud’, nereye gideceğini bilemeyenlere El Hadi’, sıkıntı içinde olanlara El Vekil’ ismini zikretmelerini tavsiye eden Saraç, “Allah’ın isimlerini zikretmek, meditasyon ve diğer enerji teknikleri gibi pozitif enerji verebilecek etkili bir yöntem. Bu doğru olarak yapıldığında insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, zarar veren enerjileri de törpüler ve kişiyi rahatlatır. Esmaü’l-Hüsna ile yapılan zikir, beynin bazı merkezlerinde birtakım enerjileri daha çok aktive eder. Zikirden elde edilecek maddi ve manevi güç, diğer insanların acılarını hafifletmek, topluma daha yararlı olmak için kullanılmalı.” diyor. Dr. Ender Saraç, hepimizin bildiği gibi uzman bir hekim. Sağlıklı yaşam, doğal tıp, doğru beslenme, obezite, stres gibi konularda gelir seviyesi üst düzey grubuna yıllardan beri hizmet veriyor. Mısır’ın piramitlerinden Hindistan’ın aşramlarına, Kâbe-i Muazzama’dan Vatikan’daki Katolik kiliselerine kadar birçok yerde araştırmalar yapan Saraç, Doğu kökenli yoga, meditasyon, reiki gibi enerji tekniklerini incelemiş ve deneyimlemiş bir doktor. Bugüne kadar 100 bine yakın hasta bakan, birçok kitap yazan, kitapları çok satan bir yazar aynı zamanda. Ender Saraç kısa bir süre önce “Ruhsal Gelişimimiz ve Kader” adı altında bir kitap piyasaya çıkardı ve kitabında Allah’ın 99 ismi Esmaü’l-Hüsna’yı zikretmenin bir enerji tekniği olduğunu söyleyerek bütün dikkatleri üzerine çekti. Saraç, kitabında Esmaü’l-Hüsna’nın insanın ruhsal gelişimine nasıl katkıda bulunduğunu yazıyor. Kendini biraz katı ve merhametsiz hissedenlere “Er Rahim” ve “Er Rahman”, aşırı sinirli olanlara “El Halim”, yaşamında sevgi ve muhabbet az olanlara “Ya Vedud”, nereye gideceğini bilemeyenlere “El Hadi”, içinden çıkılamayan bir durum karşısında “El Vekil” ismini zikretmelerini söylüyor. Ayrıca her burcun etkilendiği isimlerin neler olduğunu anlatıyor. Mesela İkizler burcunun baskın isimleri; Es Semi, Eş Şehid, El Mukaddim, El Basir. Tıp fakültesinden yeni mezun olduğunda doktorluğun sadece reçete yaz, tahlil iste’ gibi eylemlerden ibaret olmadığını düşünerek araştırmaya başlayan Saraç, “Başka bir derinliği vardır diye hissediyor, hatta biliyordum. Ama çok gençtim, yeterince bilgim yoktu. Bu nedenle adını koyamıyordum.” diyor. Saraç, 18 yıllık bir çalışmanın ürünü olan kitabı için, “İçimde uyanan ve tecrübelerimle geldiğim noktanın kaleme dökülmüş halidir.” yorumunu yapıyor. Saraç, kitabının ne dini ne de siyasi bir çalışma olmadığını söyleyerek aslında akılda soru işareti bırakıyor. Çünkü bir Müslüman için esmaları zikretmenin ilk amacı Allah’ın rızasını kazanmak. “Zikri ve esmaları dinden bağımsız bir şey gibi insanlara sunmak doğru mu?” sorumuza şöyle açıklık getiriyor “Dinden soyutlamıyorum. Bu evrensel bir bilgidir. İnsanlığa yararlı olabilecek enerji inanç sistemimizde var. Bırakın pek çok insan bunların tadını alsın. Şifasını, nurunu öğrensin. Ondan sonra seçimi kendi yapsın. Pek çok insanın ulaşamayacağı ve giremeyeceği yerlere belirli bir anlatım tekniğiyle ben girdim. Bu kitap Türk toplumuna iyi bir hizmettir. İnsanlara hissedebileceği ve anlayacağı dilden ikram yapmak lazım. Sonuçta ben de bazı şeyleri nasıl yapacağımı hissediyorum.” diyor. Ender Saraç, yoga, meditasyon gibi Batı toplumlarında çok popüler olan tüm enerji tekniklerini denemiş hastalarının, “En büyük teknik nedir?” sorusuna, “Kalben tam teslim olarak yaşamak.” cevabını veriyor. *** Ayete’l-Kürsî’nin koruyucu etkisi bilimsel olarak ispatlanacak Ender Saraç, artık dünyada her şeyin bilimsel ve teknik şeylerle açıklandığını ve bunun aslında en ileri teknolojinin kaynağı olan El Alîm esmasının tecellisi olduğunu belirtiyor. Saraç, “Ayete’l-Kürsî, Felak ve Nas sûreleri okunduğunda insanın aurasının kalınlaştığı yani insanın korunduğu, çok kısa süre içinde birtakım ince aletlerle tespit edilecek. Nazar diye bir enerji olduğu ve nazara karşı bazı sûrelerle korunmanın insanın aurasını genişlettiği bilimsel olarak açıklanacak.” diyor. Ender Saraç’a göre; * İnsanoğluna indirilmiş en son ve bir üst modeli gelmeyecek tek yazılım programı Kur’an-ı Kerim. Kur’an’da insana şifa verecek pek çok bilgi var. * Zikir, meditasyon ve diğer enerji teknikleri gibi pozitif enerji verebilecek etkili bir yöntem. * Zikir doğru olarak yapıldığında insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, keskin olup zarar veren enerjileri de törpüler ve kişiyi rahatlatır. * Esmaü’l-Hüsna ile yapılan zikir, beynin bazı merkezlerinde birtakım enerjileri daha çok aktive ediyor. * Zikirden elde edilecek maddi ve manevi güç, diğer insanların acılarını hafifletmek, topluma daha yararlı olmak için kullanılmalı. * Toplumda herkes enerji emen bireyler olarak yaşıyor. Ortadaki kaptan herkes emmek istiyor. Kimsenin kaba verecek malzemesi yok. * Kur’an’da söylendiği gibi insanların kalpleri mühürlü. Yani kalp şakraları kapalı. Bu nedenle 40 gün El Basid esması zikredilebilir. Bu zikir kalbi açar, rahatlatır, genişletir. * “O kadın benle evlensin, bu adam beni boşasın, çok zengin olayım, şu işi ben kapayım” gibi egomuzu savunmak ve ön plana çıkarmak için korkunç bir şekilde ben merkezli enerji harcanıyor. Ego merkezli yaşamayı bırakıp, tam teslimiyet haline geçildiğinde beyin enerji tasarrufu yapıyor ve o zaman bütün istekler oluyor. * Bizim inanç sistemimizin kökü sevgi. Toplumda gerilim yaratan değil, toplumda daha olumlu enerjiler veren insanların oranı arttıkça Batı’ya bile meditasyon ve reikilerden çok daha güzel şeyler sunacağız. Etiketler ayetel kürsiender saraçesmaül hüsnafelakkalpkalp gözükuranı kerimmeditasyonmühürnassevgizikir

ender saraç esmaül hüsna ile tedavi