Çocuğum Neden Hırçın? -1. Bazen annelerden, “Çocuğum çok sinirli.”, “Arkadaşlarına vuruyor.”, “Çevresine zarar veriyor.” “Bir yere gittiğimizde, beni çok mahcup ediyor.” serzenişlerini duyarız. Çocuğunun problemini gidermek için” ne yapsa fayda etmediğini”, “susturamadığını, durduramadığını Cevapla. Keten Prenses. 17 Aralık 2008 Mesaj #2. Kayıtlı Üye. çocuklar bulundukları ortam ,alışkanlıklar değiştiğinde asabi,saldırgan ve huzursuz olurlar. bunun sebebi; çocuğun kaygısı yada korkusu olabilir. ailelerdeki boşanma,ev değişiklikleri yada alışkanlıklarından herhangibirinin değişmesine verdikleri bir tür 5 Çocuğum çok inatçı, hiç söz dinlemiyor. Çocuklar bazı dönemlerde söz dinlemeyerek şımarıkça ve disiplinsiz davranışlar sergileyebilirler. Örneğin, parkta oyun oynamaya götürdüğünüzde eve dönme zamanı gelince sizden kaçabilir ve eve dönmeyi reddedebilir. Böyle inatçı çocuklara ceza gibi olumsuz caydırıcılar ilgiliaramalar: Çocuğum Çok Hırçın Ne Yapabilirim, Çocuğum Çok Inatçı, Çocuğum Hiç Söz Dinlemiyor, Çocuğum İnatçı ve sinirli olduğunda nasıl davranmalıyım, Çocuğumuz her söylediğimize karşı çıkıyorsa ne yapmalıyız, Çocuklarda İnatçılık, İnatçı Çocuğa Nasıl Davranılmalıyım, İnatçı Çocuk ve Çocuklarda Davranış Sorunları. “Çocuğum çok inatçı, hiç söz dinlemiyor”. Çocuklarda davranış sorunlarını gözlemlendiğinde, anne babalar çoğu zaman uslu durmalarını, istenilen şekilde davranmalarını beklerler. Çocuklar anne babaların bu beklentilerine cevap vermediğinde ise uzun, mantıklı açıklamalar yapılır. Konudaçocuğum çok inatçı, söz dinletemiyorum ne yapmalıyım sorularına cevap bulacaksınız. Konuyu yedi madde olarak ele almış bulunuyoruz umarız içerik faydalı olur. 1. Her şeyden önce bu durumda soğukkanlılığınızı korumaya çalışın. Derin bir nefes alın ve içinizden ? O sadece bir çocuk? deyin. T1Xm. Çocuğum Çok İnatçı Öncelikle ebeveynlerin bu dönemin, çocuklarının duygusal gelişimlerinin bir sonucu olduğunu kabullenmeleri gerekir. Ebeveynlerini çıldırtmak için sabah akşam plan yapan çocuklarımız yok aslında karşımızda. Sadece gelişimlerinin güç bir aşamasını atlatmaya çalışan küçük çocuklar onlar. Kızlar, erkeklere göre bu döneme daha erken girebilirler ama genelde bu inat dönemi için 2-5 yaş aralığı normaldir. Yuvadan uçan giden evlatlarımızın bağımsızlık ilanlarında ilk adımıdır bu dönem ve her dönemde olduğu gibi yine bize düşen bolca “sabır” olmalıdır. Ebeveyn davranışlarında rastladığım en sık hatalardan biri çocuklarıyla zıtlaşmak veya çocuklarını cezalandırmaktır. Kimi zaman da başka çocuklar veya evdeki kardeşler ile karşılaştırma yaparak çocuğu uyarmak. Sık yapılan başka bir hata ise korkutmak. Bu dönem için çocuğun bağımsızlık adına verdiği mücadeleyi kırmamak gerekir. Tutarlı bir şekilde, bu dönemi çocuğunuzun daha hafif geçirmesini sağlamak için ona yardımcı olmalısınız. Elbette, bunu yaparken çocuğunuzun her dediğini de yapmayın. Kurallarınızı koymadan önce, bu kuralın gerçekten gerekli olup olmadığını mutlaka tartın, çok fazla kural koymak ve fazla sayıda hayır demek çocukları inatlaşmaya iten en büyük nedenlerden. Bir kere “hayır” dediğinizde, bu gerçekten bir “hayır” olmalıdır. Haksızlığa uğradığını düşünmemesi adına, ona neden “hayır” dediğinizi sebepleriyle anlatmaya çalışın. Tutarlı olun, fikir değiştirmeyin! Esnek olabildiğiniz noktalarda, “evet” demeyi “hayır” demeye tercih edin. Tepinerek, çığlık atarak sizin hayır deyişinizi evet cevabına çeviren bir çocuk, kendi gözünde şampiyondur. Sizi dize getirmenin formülünü bulduğunu düşünerek bu hareketi sürekli yapmaya devam edecektir. Krizleri önlemek aslında sizin elinizde, tutarlı “hayır”larla ve gerektiği yerde esnek olarak bu süreci iyi yönetebilirsiniz. “Hayır” kelimesi sizin için bir kabus haline döndüyse evet-hayır cevabını almamak için, seçenekli sorular sormaya özen gösterin. Çorba içer misin diye sorduğunuzda hayır cevabı almanız çok olasıdır. Ancak ona, mercimek çorbası mı yoksa yayla çorbası mı diye sorduğunuzda “hayır” cevabı almanız mümkün olmaz. “Anneeeee, parka gidebilir miyim?” sorusuna “hayır” demek yerine, ona seçenek sunun ve neden parka götüremediğinizi anlatın “Parka gitmek için hava biraz soğuk, o yüzden parka gitmek yerine dedenlerin evine gidebilir ya da seninle boyama yapabiliriz.” gibi ılımlı cümleler kurun. Kendisiyle inatlaşmadığınızı görecek ve ortada bir çekişme olmadığını anlayacaktır. Ve son olarak, lütfen başkasının oyuncağını elinden alan çocuğa “O senin değil, arkadaşının. Lütfen bırakır mısın? Ama çok ayıp.” gibi cümleler kurmayın. Bu diyalog ile çoğu yerde karşılaştım ve araya girmemek için kendimi zor tuttum. Bu anlattığınızı, yani oyuncağın başka bir çocuğa ait olduğunu bu yaştaki çocuklar kavrayamıyor. Yani kavram olarak buna alışık olmadıklarından siz ne derseniz deyin, hiçbir işe yaramayacaktır. Bu yüzden bu gibi örneklerde yapabileceğiniz tek şey var, o da çocuğunuzun dikkatini başka yöne çekmek. İlgi duyduğunu bildiğiniz bir şey ile onu oyalayarak içinde bulunduğunuz durumu kurtarabilirsiniz. Çocuklarda inatlaşma 2 yaş dönemiyle başlar. Ancak bazı yaş dönemlerinde inatlaşma had safhaya ulaşabilir. 2 yaştan 6 yaşa, çocuklarda inatlaşmanın nedenleri ve çözüm yollarından bahsettik. Hadi başlayalım! Çocuklarda inatçılık ne zaman başlar? Çocuk ergenliği de denilen inat dönemi, 2-4 yaşları arasında başlar. Bu dönemde çocuğun sıklıkla ısrarcı davranır, “niye” sorusunu çok sorar, kendisinden istenen şeylere çoğunlukla “hayır”, “yapamam” ya da “yapmayacağım” şeklinde cevaplar verir. Bir birey olduğunun farkına vardığı için kendisini ispat içerisine girer. Hadi, dönemsel olarak biraz daha detaya girelim! 2 yaş sendromu inatlaşmaya yol açar! 2 yaş inat dönemi olarak bilinir. Yeni ve zorlu bir dönem olan 2 yaşla birlikte, çocuğunda bağımsızca isteme davranışı gelişir. Her şey kendi istediği gibi olsun ister ve benmerkezci davranır. Bireysel becerileri geliştikçe ısrarcılığı da artabilir. Detaylar için 2 Yaş Sendromu Nedir, Nasıl Üstesinden Gelinir? 2,5 yaş sanıldığı kadar masum değil! 2,5 yaş gelişimin en büyük kriz dönemlerinden biri olarak kabul edilir. Serkeşlik evresi de denilen bu dönemde çocuğunda dengesiz, isyankar, kararsız ve olumsuz davranışlar gözlemleyebilirsin. 2 buçuk yaş çocuğun inatlaşması, bu dönemin önde gelen özelliği olan “farklı kutuplar arasında yalpalamadan” kaynaklanır. Aşırı faaliyetten ani tembelliğe, açlık çığlıkları atarken yemek yemek istememeye, güçlü bir sahip olma duygusundan aldırmazlığa gibi pek çok davranış şekliyle örnekleri çoğaltabiliriz. Bu dönemde çocuğun, çevresine hükmederek birçok durumda istediğini yaptırabilir. Özgürlüğün tadını almıştır ve kendine olan öz güveni artar. 3 yaş çocuğu inatlaşmaya “benlik” duygusuyla devam eder! 3 yaşındaki çocuk artık kendisinden bağımsız bir dünyanın varlığını ve kendisinin de o dünya içinde bir birey olduğunu kabul eder. Bu dönemde çocuğunun kendini kanıtlama çabası artar ve oldukça inatçı olabilir. Senin söylediklerinin tam tersini yapmaya kalkışabilir. 3 yaş inatlaşmasının temelinde çocuğunun kendisini sana ve çevresine ispatlama arzusu yatar. Çocuğun yalnızca kendi istediği kıyafetleri giyme ve kendi istediği yemekleri yeme gibi davranışlarda bulunabilir. Daha fazlası için 3 Yaş Sendromu Nedir? Nasıl Atlatılır? 4 yaş inatlaşması çocuğun değişkenliğinden kaynaklı! 4 yaş, çocuğunun sosyal sınırlarını kavradığı bir dönem. Sorgulaması en yüksek düzeye ulaşır. Uyku saatlerinde direnme ve yemek yeme alışkanlıklarında değişikliklerle karşılaşabilirsin. Yine son derece benmerkezci ve bağımsız davranır. Başkalarının bakış açılarının farkında olarak bunun değerlendirmesini yapabilir. İnatçı olduğu kadar saldırgan tutumlar da sergileyebilir. Mutlaka oku Çocuklarda 4-5 Yaş Sendromu Nedir? Nasıl Başa Çıkılır? İnatçı çocukla nasıl başa çıkılır? Eğer çocuğun inadı nasıl kırılır, diye düşünen annelerden biriysen öncelikle sana yaklaşımının bu yönde olmaması gerektiğini söyleyelim. Bakış açın çocuğunu fikir ya da isteklerinden vazgeçirmeye çalışmak olmamalı. Çocuğunla çatışmayı engellemen hiçbir zaman mümkün değil. Çünkü çocukların hayata karşı bilgi ve deneyim eksiklikleri var. Bu da beklenmedik durumlarda krizlerin yaşanmasına yol açabilir. O halde, bu kriz anlarında inatçı çocukla nasıl bir iletişim kurmak gerektiğine yönelik tavsiyelerimize geçelim. 1. Onu anlamaya çalış Çocuğunu bir şeylerden zorla vazgeçirmek yerine neden inat ettiğini sorgulamalı ve olaylara onun tarafından bakarak anlamaya çalışmalısın. Anne ve babalarıyla sağlıklı bir iletişim kuran çocuklarla anlaşma sağlamak daha kolay. Çünkü dinlendiğinin bilincinde olan çocuk, çevresindekileri dinlemeye karşı da istekli olur. Unutma ki çocuğunu sürekli zorlaman onun daha da inatçı biri olmasına ve aranızdaki iletişim probleminin büyümesine yol açar. Çok da zor değil Hayallerimizdeki Gibi Bir Anne Olmanın 9 Yolu 2. Tutarlı kurallar koy Çocuğunun hayatın bir düzen içinde ilerlediğini idrak edebilmesi için tutarlı kurallardan haberdar olması gerek. Çocuklar 6 yaşına kadar kuralların neden olduğunu ve niçin bu kurallara uyulması gerektiğini anlamazlar. 4 yaşından itibaren bu algı yavaş yavaş gelişmeye başlar ancak süreç içerisinde kurallara uyum sağlarken tutarsızlıklar sergilerler. Burada dikkat etmen gereken şey, koyduğun kuralları tutarlı bir şekilde uygulamak. Örneğin; sırf çocuğun o saatte uyumak istemiyor diye uyku saatini esnetmesine müsaade etmemelisin. Ona almasını istediğin bir şeyi sırf çok ısrar ettiği için almamalısın. Çünkü bu davranış şekli çocuğunda, “yeterince inatlaşırsam istediğim şeyi yaptırabilirim” düşüncesini doğurabilir. Bu da seninle daha çok inatlaşmasına yol açar. Uzmanından öğren Akademisyenanne'den Çocuğuza Sınır Koymak İçin 4 Yöntem! 3. Her yaşın farklı bir gelişimsel özellik getirebileceğini unutma Okulla sosyalleşen ve arkadaşlıklar geliştiren 6 ve 7 yaş çocuğunda inatçılık baş göstermeye başlayabilir. Ancak kendi varlığı ve isteklerini kabul ettirme kaygısı güden çocuğun için bu da bir süreç. Psikolog Piaget gelişimin; denge, dengesizlik ve bu dengeyi yeniden bulmaktan ibaret olan bir kavram olduğunu söylüyor. Zorlandığın zamanlarda kendine bunu hatırlat. Bak bakalım neler var Adem Güneş'ten Çocuğun Kişilik Gelişimi İçin Öneriler 4. Emirler vererek konuşma Çocuğunla bir savaş içerisinde değilsin. Ona sürekli “git şunu yap”, “buraya gel”, “kes şunu” gibi emirler yağdırmamalısın. Çocuğuna emretmekten ziyade ona soru cümleleriyle yaklaşmalısın. “Buraya gel.” yerine, “Anne çağırınca ne yapıyorduk?” şeklinde daha ılımlı cümlelerle iletişim kurmayı denemelisin. 5. “Hayır” sözcüğünü kullanma Çocuklarda inat dönemi çoğunlukla “hayır” kelimesine hizmet eder. Kendi bağımsızlıklarını ilan ederek ne kadar güçlü olduklarını göstermek için sınırları zorlarlar. Ancak bu tavra “hayır” ile karşılık vermek, çocukla inatlaşmaktan başka bir şey değil. Bunu yapmak yerine, çocuğuna direttiği şeyin neden olamayacağını anlatmalısın. Tabii ki gerektiği zamanlarda hayır, diyebilmek çocuğunun kişiliğinin gelişip şekillenmesine yardımcı olur. Ancak söz konusu bir inat kriziyse “hayır” kelimesini olabildiğince az tekrarlamalısın. “Hayır, oyuncağını atma.” demek yerine, “Oyuncağını yere atmayacağını biliyorum.” gibi daha işlevsel cümleler kurman iyi olur. Bu hataları yapma Annelerin Çocuklarıyla İletişim Kurarken Yaptığı 7 Hata 6. Seçenekler sun Çocuğun inat nöbetlerine girdiğinde dikkatini farklı yöne çekmeye çalışmalısın. Yapmaktan hoşlandığı şeyleri ona alternatif olarak sunmak da işe yarayabilir. Mesela ona “Hadi, yatma vakti.” demek yerine, “Uykudan önce sana bu kitabı mı okuyayım, yoksa şunu mu?” gibi sorular sorarsan ilgisini çekmeyi başarabilirsin. Çocuğuna seçenekler sunarak fikrini aldığında kendisine değer verildiğini hisseder ve sana kafa tutmaktan vazgeçebilir. Bir de bunları dene Gözde Erdoğan'dan Çocuğuna Söyleyeceğin 10 Cümle! 7. Uzman desteği al Tüm bu seçenekleri denemene rağmen çocuğunun inadıyla baş edemiyorsan ve bu durum giderek şiddetini artırıyorsa bir uzmandan destek almanda fayda var. Aksi halde bu durum senin için yıpratıcı bir sürece dönüşebilir. Alanında uzman isimlerle iletişime geçmek için tıkla! GECİKMİŞ DİL KONUŞMA Gecikmiş konuşma bir çocuğun yaşıtlarıyla benzer konuşma becerilerini sağlayamaması olarak tanımlanabilir. Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir “konuşma bozukluğu” olabilir, veya “gelişimsel dil gecikmesi” olabilir. Herhangi bir organa bağlı olarak konuşmada bozukluk olmasına “organik konuşma bozukluğu”, herhangi bir organda bozukluk olmadan ortaya çıkan duruma “işlevsel konuşma bozukluğu” denir. Gecikmiş konuşmadan şüphelenilecek durumlar Her bebek 3-6 aylık oluncaya kadar anlamsız sesler çıkarabilir ve bu o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez. Sağlıklı doğan her bebekte mutlaka işitme taraması aylık bebek “ba ba ba”, “ma ma ma” gibi anlamlı sesler çıkarmaya aylık bebek “evet”, “hayır” gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında ay arasında “dede”, “baba” gibi anlamlı 1-2 kelimesi ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş ay arasında “bu ne?”, “top nerede?”, “ben kimim?” gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor yaşında basit bir olayı anlatabiliyor yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır. Gecikmiş konuşmaya neden olan durumlar Ailesel dil gecikmesiGelişimsel dil gecikmesiPrematüre doğum veya büyüme gelişme geriliğiİki dil konuşulması, sağ el- sol el kullanılması gibi çatışma yaratan durumlarİşitme kayıpları, işitmenin algılanması bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleriOtizm, Zihinsel Yetersizlik,Psikososyal uyaran eksikliği... Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar • Erkek çocuklar geç konuşur • Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması • Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması • İnatçı olmak • Dil bağı Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir • Problemi kendi başına aşacaktır • Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük • Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? • Okul başlayana kadar bekleyip görün DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDEN UZMAN YARDIMI ALMANIZ ÖNERİLİR. BİR ÇOCUĞUN OKUMA YAZMA YA DA MATEMATİK PROBLEMLERİ YAŞAMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOK GEÇ FARKEDİLEBİLİR DİL-KONUŞMA PROBLEMLERİ HEMEN FARKEDİLİR VE ETİKETLENMEYE YOL AÇAR. BU NEDENLE DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ YÜKSEK RİSK GRUBU OLARAK TANIMLANIR. BUNUN YANINDA DİL KONUŞMA GELİŞİMİ TÜM GELİŞİM ALANLARININ TEMELİ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR. Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar • Erkek çocuklar geç konuşur • Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması • Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması • İnatçı olmak • Dil bağı Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir • Problemi kendi başına aşacaktır • Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük • Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? • Okul başlayana kadar bekleyip görün DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDEN UZMAN YARDIMI ALMANIZ ÖNERİLİR. BİR ÇOCUĞUN OKUMA YAZMA YA DA MATEMATİK PROBLEMLERİ YAŞAMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOK GEÇ FARKEDİLEBİLİR DİL-KONUŞMA PROBLEMLERİ HEMEN FARKEDİLİR VE ETİKETLENMEYE YOL AÇAR. BU NEDENLE DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ YÜKSEK RİSK GRUBU OLARAK TANIMLANIR. BUNUN YANINDA DİL KONUŞMA GELİŞİMİ TÜM GELİŞİM ALANLARININ TEMELİ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR. Çocuğun konuşması yaşından beklenen düzeye ve yaşıtlarına göre eksiklikler içeriyorsa veya konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Gecikmiş konuşma; tanımlama, etiyolojiyi saptama açısından özel eğitim uygulamaları içinde kavram kargaşasının en çok yaşandığı olgu olmuştur. Dil Nedir? Bireylerin duygularını,düşüncelerini,gereksinimlerini,tecrübelerini ifade etmek için kullandığı belirli kurallara dayalı semboller kümesidir. Konuşma ve dil farklı şeylerdir fakat birbirlerinden ayrı iki kavram birlikte gelişir. Konuşma Nedir? Dil gelişimi bilişsel gelişimin bir parçasıdır. Bireylerin bilişsel gelişim dönemleri ilerledikçe dilin kullanımındaki beceriler ve yetenekler de artar. Dil gelişimi doğumla başlar ve hayat boyu sürer. Çocuklar dil gelişimi için gerekli ilkeleri, bilgileri, sözcükleri ve kalıpları erken çocukluk döneminde kavrar. Dil gelişimi için önemli dönem 0-6 yaş arasıdır. En hızlı ise 0-3 yaş arasıdır. Çocuklar dili modelleri dinleyerek, taklit ederek, deneyim ve düşünceleri paylaşarak öğrenirler. Dil Kazanılması İle İlgili Görüşler Gecikmiş konuşma kavramını incelemeden önce normal dil-konuşma gelişimini incelemek gerekir. 1 Davranışçı Görüş Reber 1973’in tanımlamasına göre davranışsal pozisyon yani ’birey’ stimulus ve çevre arasında kalmıştır. Biyolojik gelişimden daha çok, çevrenini organizma üzerinde davranışa bağlı sonuç mekanizmasının dominant olduğu görülmüştür. 2 GelişimselPsikolinguistik Yaklaşım Bu yaklaşım ile çocuğun linguistik ayrımı yapabilmesi, lisan hızının kazanılması linguistik birim için önem kazanmıştır. Bu kavram tüm dünya dillerinde sınıflama tiplerinin tanımlanmasında kullanılır. 3 KognitifAnlamsal-Bilişsel Yaklaşım Kognitif yaklaşım, lisan gelişiminde çocuğun çevreden öğrendiklerini primer olarak sensörimotor yetenekleriyle etkileşim içinde bulunmasıdır. Sinclair 1975’in belirttiği üzere; entelektüel gelişim ve zeka gelişimi lisan olmadan mümkündür, fakat dil kazanımı genelde önemli kognitif yapılara neyin bilindiğinin ifadesi ve iletişimi olduğu kadar aynı zamanda bilinmesi gereken bir obje olarak gözlenir. 4 Sosyolinguistik Görüş Sosyal yaklaşımı, De Laguna 1927 lisanın başkalarıyla ilişki kurmak,hareketlerimizi kontrol etmek üzere kullanılan amaç olarak ifade etmiştir. Bruner1974 bir çocuğun elde ettiği linguistik yetenekle nasıl ilişki kurduğuna değil,çocuğun iletişimde ne sağlamaya çalıştığına bakılmalıdır. 5 Etkileşimci Görüş Sanders 1976; lisan kazanımının süresini çevre ve organizmanın karşılıklı etkileşiminden kaynaklandığını söyler. Çocuğun gelişiminin oluşturduğu out-put, çevreden içselleştirebilme yeteneğini ifade eden in-put’u belirler. Dil Gelişiminin Ön Koşulları 1 Motor Gelişim Konuşmak için gerekli kasların kullanımı 2 Sensory Gelişim En önemli duyular birincil olarak işitme, görme ve dokunma duyularıdır. 3 Psikomotor Gelişim Düşüncelerini eyleme dönüştürme yetisidir. Karnı aç olan çocuğun pasta gördüğünde tepki vererek eyleme geçmesi. 4 Entelektüel Gelişim Her bir gelişim normal olsa da doğru zamanda doğru uyaran verilmezse çocuk zamanında bilgi alıp öğrenmekte zorlanır. Uyaran eksikliği ile büyüyen çocuklar... Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler 1 Zihinsel Problemler 2 Fiziksel Problemler 3 Duyusal Problemler 4 Duygusal Yoksunluk 5 Uyarıcı Yoksunluğu 6 Sık Sık Hastalanma DİL GELİŞİMİ DÖNEMLERİ 1 Anlamsal Semantik Gelişim 2 Ses Biriminin Fonoloji Kazanımı 3 Söz Dizimi Sentaks Gelişimi 4 Morfolojik Biçimbirimi Gelişimi 1 AnlamsalSemantik Gelişim Anlam bilgisi, nesnelerle semboller arasında normal bir ilişki kurulduğunu ifade etmektedir. Dilin anlamı ile ilgili en önemli nokta, sözcüklerin nesneleri değil, nesneler konusundaki düşünceleri ifade etmektedir. Çocuklar sözcükleri söylemeden önce anlamlarını kavramaya başlarlar. Çocuklar yaklaşık 9 ve 12. aylarda sözcüklerin anlamlarını kavramaya başlarlar. 2 SesbirimininFonoloji Kazanımı Ağlama0-1 ay Ağrı-rahatsızlık-ihtiyaç durumunu neonataller ağlayarak belirtir. BabıldamaCooing 1,5-3 ay dönemini kapsar. Ses oyunları yaparlar. “k”-”g” gibi ünsüzleri çıkarır. “a,e,o,u” gibi ünlü fonemleri uzatır. aaaaah,uuuuh,... çocuk ses ürettiğinin farkındadır ve bu durumdan haz alır. Güldüğünde ya da üzüldüğünde ses üretimi refleksif olarak gerçekleşir. Mırıldanma Babling 4-6. aylar arasında gözlenir. Ünlü-ünsüz fonemlerde artış gözlenir. p,b,m gibi... 6. ayın sonuna doğru ünlü ve ünsüzleri birleştirmeye başlarlar. ba,ma,pa Bu kombinasyonları kullanarak baba-mama’ gibi sesler üretir. Bu dönem işitme engellilerde dahil olmak üzere herkeste gözlenir. Ancak patolojinin drumuna göre daha geç görülebilir. İşitme engellilerin babling dönemi daha kısa sürer. Bu dönemde işitme engelli çocuklar ayırt edilebilir. Mırıldanma Tekrarı,Olgunlaşmamış Taklit DönemiLalling 7-11. ayları kapsar. Ses üretimi ile işitmeyi birleştirir. Çıkarılan sesler anadile ait öğreniminde ilk önce kazanılan seslerdir. Bebek yetişkin konuşmasına benzeyen ancak anlaşılamayan uzun diziler meydana getirirler. 3 SözdizimiSentaks Gelişimi Cümlenin yapısını oluşturan sözcüklerin anlamlı bir biçimde oluşturulması ile ilgili kuralları inceler. Tek Sözcük Dönemi Yaklaşık bir yaş civarında çocuklar tek sözcükleri üretmeye başlar. Çocuk tek kelimeyi bütün cümle olarak kullanır. İki Sözcüklü Birleşimler Dönemi 18-20. aylarda çocuklar sözcükleri basit cümleler şeklinde birleştirirler. Bağlaç,edat,sıfat kullanmazlar. 3 ve Daha Fazla Sözcüklü Birleşimler Dönemi 22-24. aylarda 3 sözcüklü birleşimler ile birlikte birkaç tane 4 sözcüklü birleşimler üretirler. Zamanların Kazanımı 19-21. aylarda zaman kullanımı aylık çocuklar –digeçmiş zaman ,-yorşimdiki zaman kiplerini kullanırlar. Olumsuz Cümle Yapılarının Kazanımı Yaklaşık 2 yaşında çocuklar –me olumsuzluk eki’ni öğrenilen olumsuzluk ifadesi hayır’dır. Daha sonra değil’,’yok’ ifadelerini de kullanırlar. Soru-Cümle Yapılarının Gelişimi 2,5 yaşında ne?’sorusunu;3 yaşında kim,nerede’,4 yaşında –mi,-mıgeldi mi? Bağlaçların Kullanımı Çocuklar 3,5 yaşında bağlaçları kullanmayı öğrendikleri bağlaç ve’ bağlacıdır. 4Morfolojik Biçimbirim Gelişimi Morfoloji, dildeki kökleri, ekleri ve bunların birleşme yollarını, dildeki sözcüğün türeme ve çekim eklerini, biçimle ilgili konuları inceler. Dil Gelişim Süreci 3 bölüme ayrılır 1 İç Dil Gelişimi 2 Alıcı Dil Gelişimi 3 İfade Edici Dil Gelişimi 1İç Dil Gelişimi 4 bölüme ayrılır. aAğlama Dönemi bBabıldama Dönemi cMırıldama Dönemi dMırıldanma Tekrar Dönemi 2AlıcıReseptif Dil Gelişimi Ses ve uyarıcı ilişkisini anlar. Çevresel ve konuşma seslerini ayırt eder. Jestlerle sesi birleştirmeye başlar.jestler,mimikler,hareketler çocuğun sözcükleri daha kolay anlamasını sağlar. Çocuk bu dönemde söylenenleri anlar fakat ifade edemez. Alıcı Dilin Özellikleri Alıcı dil, ifade edici dilden önce gelişir. Çocuk konuşurken anlar fakat kendini tam olarak ifade edemez. İlk dönem çocuk tarafından anlaşılan sözcükler çoğunlukla isimlerdir. 10-12. aylarda çocuklar basit emirlere uyarlar.al,ver,at,gel... Seslerin düzelmesi, dişleri kullanma, sesli harflerin artması ve dilde ilgisi olmayan hecelerin ortadan kalkması ile olur. 3İfade Edici Dil Gelişimi Konuşma devri olarak isimlendirilir. Bu dönemde çocuk sözlerle kendini ifade edebilme yeteneğini kazanır. 12-18. aylarda çocuklar ilk sözcüklerini söylemeye başlarlar. 18-24. aylarda tek sözcükleri artarda getirerek 2-3 sözcüklü birleşimlercümleler oluşturabilir. 2-3 yaş sözcük dağarcığının en hızlı geliştiği dönemdir. 3-4 yaş çocuğun söz dizimi yetişkinlerinkine benzer. 4-5 yaşlarda kendi dillerini dilbilgisi yapısına uygun olarak kullanırlar. İfade Edici Dilin Özellikleri Çocuklar ifade edici dil gelişiminin ilk dönemlerinde genelleme yaparlar. örtüm gördükleri yuvarlak şeylere top derler. Bir sözcükle pek çok şeyi ifade etmek isterler. Sırasıyla; 1 İsim, 2 Fiil, 3 Sıfat, 4 Zamir, 5 Edat, 6 Ünlemleri; kullanırlar. Konuşma İlk 3 ay içinde agulamaya başlar. Babling Dönemi 3-6 ay içinde kendi sözel oyunlarına cevap verir. İmitation Taklit evresinde ise kendi çıkardığı ve çevreden duyduğu sesleri taklit etmeye çalışır. Anlamsız heceleri devamlı tekrarlar. 1 yaş civarında ise fizyolojik mutizm denen 1-2 ay süren suskunluk evresi geçirilir. Bu evreden sonra ilk kelimeleri bilinçli olarak çıkarmaya başlar. 2 yaşına kadar 20’ye varan kelime dağarcığı oluşur. 3 yaşından sonra 2 fiilli cümleler kurar. 4 yaşında,normal gelişim süreci içerisinde konuşması tamamlanmış olur. Konuşmayı geciktiren öğeler; Duygusal çatışma, sevgi, şefkat eksikliği, Münakaşa, dilin sürekli münakaşa etmek için kullanılan ortamda büyüyen çocuklar. Aşırı düşkünlük, bu tür çevrede çocuğa konuşmak için yeterince fırsat verilmemesi. İlgisizlik. Uyaran eksikliği Dil Gelişiminde Temel Etkenler Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir ortam hazırlamak, Çocuk ile ilgilenmeniz ve sevildiğini hissettirmek, Çocuğun fiziksel ihtiyaçlarınıolanaklarınız ölçüsünde eksiksiz karşılamak, Çocuğunuz ile her fırsatta konuşmak, Çoğunuz ile yaşına uygun oyun oynamak, Çocuğunuza zaman ayırmanız ve onunla daha çok zaman geçirmek, Yaşıtları ile oyun oynamasını sağlamanız ve çevresini genişletmesine yardımcı olmak, Çocuğunuza masal ve hikayeler anlatmanız ve onun konuşması için zeminler hazırlayarak ses ve mesajlarına cevap vermek, Eline aldığı nesnelerin özelikleri hakkında bilgi vermeniz ve görüşünü almak, TV karşısında uzun süre kalmasına engel olmak, Onun düşüncelerine değer vererek, özgüvenini artırmak için onay mekanizmanızı daima aktif durumda tutmak, Onun, sosyal ortamlara katılmasını sağlamanız ve konuşmaya teşvik etmek, Resimler, resimli hikayeler ile benzerleri üzerinde yorumlar üreterek onun konuşmasını sağlamak, Onun, kusurlarını pekiştirmeden düzeltebilmesi için ortamlar hazırlamak GECİKMİŞ KONUŞMANIN ETİYOLOJİSİ VE SAĞALTIM YAKLAŞIMLARI 3 aylıktan 4 yaşına kadar geçen dönemde, konuşma gelişimi dönemlerini etkileyebilen organik ve ya organik olmayan bazı bozukluklar konuşmanın gelişmesini engelleyecektir. Bu durum, çocuğun konuşmasının beklenilenden daha geri olmasına yol açacaktır. ’Gecikmiş konuşma’ diye adlandırılan bu durum, erkek çocuklarda kız çocuklardan 2 kat veya daha fazla görülmektedir. Hacettepe Üniversitesi KBB Ana Bilim dalı Odyoloji Bölümünün yürüttüğü bir çalışmaya göre Belgin, Serhan Kamçı; konuşma problemi şikayeti ile kliniğe gelmiş işitmesi normal 254 çocukta konuşmayı engelleyen faktörler araştırılmıştır, sağaltım yaklaşımlarının neler olabileceği belirlenmiştir. Bu 254 çocuğa önce odyolojik testler yapılmış, konuşma gecikmesinde işitme kaybının bir faktör olmadığı ortaya konmuştur. Tüm vakalarda işitme normal sınırlardadır. 176’sı erkek, 78’i kız olan hastaların konuşma problemi konusundaki bilgiler 3 kaynaktan sağlanmıştır 1Ayrıntılı hikaye 2Konuşma gelişimini gösteren test ve gözlemler 3Çocuk nörolojisi,psikiyatrisi ve genetik kliniklerden elde edilen bilgiler Gecikmiş konuşmanın oluşumunda primer neden mental problemlerdir. Bunu sırası ile; SSS Santral Sinir Sistemi bozuklukları, genetik faktörler, çevresel yoksunluk ve olgunlaşamama, psikojenik ve emosyonel bozukluklar ve orta kulak effüzyonları izler. MR, SSS bozuklukları ve genetik faktörlere bağlı konuşma gecikmesinin ana nedenlerinden biri psikomotor olgunlaşamamadır. Bu durum daha çok erkek çocuklarda gözlenir. Bu gecikme daha çok SSS’nin miyelinizasyonundaki gecikmeye bağlıdır. Erkek çocuklarda kendini ifade edebilme yetisinin geç ortaya çıkması, çocuğun çevrenin ilgisini çekmesini engellemektedir. Tüm bu nedenlerle çevresel pekiştirme ve olgunlaşma geç olmaktadır. Bunlara ek olarak, çocuğu etkileyen çevresel şartlar aşırı kaygıcılık, ilgisizlik, yalnızlık konuşmanın gecikmesini daha da pekiştirmektedir. Diğer bir faktör ise çocuğun psikolojik ve duygusal dengesizliğidir. Genellikle aile içi şartlardan ve ya sorunlardan kaynaklanan bu tür konuşma gecikmesi terapiye en çok direnen tiptir. Araştırma da 6 çocukta konuşma gecikmesi orta kulak effüzyonlarının ortaya çıkardığı iletim tipi işitme kayıplarıyla açıklanır. Bu vakalarda, hayatın ilk yıllarında önemsenmeyen ve hafif-orta arasında değişen uzun süreli işitme kayıpları konuşma gecikmesine neden olmuştur. İletişim Bozuklukları ASHA'na Göre ASHAAmerican Speech-Language-Hearing Association İşitme Bozuklukları Ses Bozuklukları Konuşma Bozuklukları Akademik Beceri Bozuklukları Dil Gelişim Bozuklukları; aGecikme bHatalı gelişme cMutizm Eğitsel Yöntemler, Değerlendirme ve Eğitim Programları Gecikmiş konuşmada; sorun bir hastalık gibi tedavi edilebilir bir unsur olmayıp, gelişimsel bir sorundur. Uzmanlara düşen görev, çocuğa, aileye eğitsel destek sağlamak ve rehber olmaktır. Çocuğu kazanmakta olduğu yetenekleri ile, başka bir çocukla kıyas etmeden eğitmek önemlidir. Dil Konuşma Eğitiminde Genel Prensipler Gözle, bekle, dinle prensiplerine bağlı kalınmalıdır Göz teması önemlidir. Konuşma eğitimi için taklit becerileri gereklidir. Oral motor yeterliliği artırıcı egzersizler, grup eğitimiyle oyun şeklinde verilmelidir. Ayna karşısında ses çalışmaları 3 ayda bir değerlendirme yapılmalıdır. Aile eğitimi şarttır. Örnek Uygulama AMAÇ 1-2 yaş Kaynağı saklı objeleri arama AMAÇ Görüş alanı dışında olan sesleri duyumsama ve araştırma, işitsel algıyı pekiştirme Materyaller Örtü, yastık, kutu vb. Uygulama Örtü konulur. Dikkati çekilecek şekilde nesne gösterilir ve örtünün altına nesne saklanır. Nesne ses çıkarınca Nerede’ diye sorulur. Model olunur, daha sonra İpucu azaltılarak devam edilir. Dil, Dudak, Yüz Kasları Egzersizleri Dudağın etrafına çikolata, şeker sürüp yalama Aynaya bakarak ağzını ve dilini değişik şekillerde hareket ettirme Dondurma, lolipop yalama Dili dışarı çıkarıp, çekme Dudaklarını açıp, kapama, bükme Çeşitli yüz hareketleri gülme,kızma,somurtma,öpücük verme... Ciklet çiğneme Çeşitli sesler çıkarma kahkaha, hıçkırık, hapşurma... Dili dışarı çıkarmak Dili dudakların sağına soluna değdirmek Dili dışarı içeri çekmek Dili buruna doğru sokmak Dili çeneye doğru çıkarmak Dilin ucunu alt-üst dişlerle ısırmak Dil ile dudakları yalama.yuvarlayarak Dili üst ön dişlere değdirme Dili şıklatma dil ile üst damağa vurup alt damağa çekerek ses çıkarma Dil ucunu üst dişlerden en aşağıdaki ve en soldakine değdirme Dil ucunu alt dişlerden en sağdaki ve en soldaki üzerine değdirme Dili ağız içinde u biçiminde kıvırma yanlarda Dil ile dudakları ıslatma DUDAK HAREKETLERİ Dudakları yanlara doğrualt-üstçekerek dişleri bitişik vaziyette gösterme Üst dişleri gösterme Alt dişleri gösterme Üst dudağı ısırma Alt dudağı ısırma İki dudağı da ağız içine almak Alt dudağı dışa döndürmek U sesi çıkarır gibi dudakları öne uzatmak Dudakları birbiriyle içe doğru sıkıştırmak Kalemi dudakları arasında tutmak Ruju dağıttığımız gibi iki dudağı birbirine sürtme değdirme YANAK HAREKETLERİ İki yanağı aynı anda şişirme Sağ yanağı şişirme Sol yanağı şişirme Soldan sağa sağdan sola sürekli yanak şişirme İki yanağı dişler arasına çekme Dil ile sağ yanağı şişirme Dil ile sol yanağı şişirme MİMİKLER Hayret Gülmek Kızmak Ciddi Korku Üzüntü Uyku Ağlamak Evet Hayır ÇENE HAREKETLERİ Ağzı çeneler gerginaçmak-kapatmak Alt çeneyi ağız açık sağa sola hareket ettirmek Alt çeneyi ağız kapalı sağa sola hareket ettirmek Soldan sağa sağdan sola sürekli yanakları şişirme İki yanağını dişler arasına çekmek Dil ile sağ yanağı şişirme Dil ile sol yanağı şişirme BURUN HAREKETLERİ Burunu buruşturarak yukarı çekmek Burun deliklerini açmak NEFES ALMA Ağızda üfleme dudaklar kapalı durumda Burundan nefes alıp burundan verme Burundan nefes alıp ağızdan verme Ağızdan nefes alıp burundan verme Kamışpipet ile hava çekme Burundan iki defa nefes alıp, iki defa verme Ağızdan iki defa nefes alıp iki defa ağızdan verme Kağıt,pamuk,pinpon topu vb. bol nefes ile nesneyi üfleme yakın-uzak mesafe Nefesli müzik aleti çalma Balon şişirme Islık çalma Burun çekmek Öksürmek Horlama Esnemek İç çekmek GIRTLAK HAREKETLERİ Yutkunma Su yutma Gargara yapma Gırtlaktan öksürme ses ayarlama TEMEL ALIŞTIRMALAR Dili diş ve dudaklar arasından çıkarmaağız açık olarak Dili içeri çekme Dili ağız dışında sağa sola hareket ettirmek Dilin arka kısmını yukarı kaldırmak Çeşitli dudak hareketleri yaparak aşağıdaki gibi sesler çıkarır. “cık”sesi Elini ağzına vurarak kızıl derili gibi “aaa” sesi Ağız şapırdatma sesi Öpme sesi Ağız Kapatma Alıştırmaları Konuşmanın Stimülasyonu Oral lisanın önemi öğretilmelidir. Diğer insanlarda beğeni ve övgü ile desteklemelidir. Her çocuk kendi içinde değerlendirilmelidir. Çocuğun konuşma seslerini taklit etmesi için önce mırıldanma bobling taklit edilmelidir. Çocuk için uygun bulunan kelimeler üzerinde durulmalıdır. Öğrenilmeyen kelimeler üzerinde asla durulmamalı. Tek ya da iki kelime üzerinde sıklıkla durulup öğrenilmelidir. Dil bilgisi ve cümle kuralları çocukluğun taklit ederek öğrendiği kurallardır. Konuşma stimülasyonu zamanı; çocuk iyi, mutlu ve diğer aktivitelerle ilgili olmadığı optimum zamanı içermelidr. Çocuklar konuşmayı öğrenmeyi metodik ve kademeli bir şekilde yapamazlar. Pek çok şeyin çok erken yapılması kesinlikle beklemekten çok daha zararlıdır. Konuşma çevredeki seslerle stimüle edilmelidir. tren,araba,kedi,köpek,saat sesleri gibi... Tekerlemeler ve parmak oyunları Oyuncaklar Resimli ve çevresel konuşma seslerini içeren kitaplar Fonografi kayıtları Grup Oyunları ve Hareketli Şarkılar Fısıltı Oyunu Tren Oyunu Sessiz Sinema Hayvan Sesleri Yağ satarım,bal satarım oyunu’ Hareketli Şarkılar Örnek Olay 1 2,5 yaşında erkek çocuğu; S, konuşma gelişimine bağlı olarak 18 aylık eğitim sonunda hala sözcükleri bir araya getirememektedir. 18. aydan beri eğitim almaktadır Diğer tüm gelişmeler normaldir. Çocuk ekspresif dil gelişimini tamamlayamamıştır. İç dilinitial gelişiminde bir problemi yoktur, Bu nedenle problemin gelişimsel bir problem olduğu düşünülmektedir. Sorunun geçici ya da kalıcı olup olmadığını bilmek eğitimcinin izleyeceği yol açısından önemlidir. Bunu ayırmak çok mümkün değildir fakat; 1 Fiillerin sınırlı kullanımı 2 Sınırlı sayıda, kendiliğinden oluşan taklitler 3 Zayıf kavrama 4 Sınırlı sayıda ünsüz harf kullanımı 5 Kalıcı konuşma bozukluğuna sahip aile bireyinin bulunmasıdır. Genelde reseptif alıcı dil gelişimi bozuk olan çocuklarda,yalnızca ekspresif İfade edici dil bozukluğu olanlara göre daha çok kalıcı dil bozukluğu görülmektedir. Örnek Olay 2 Dil-Konuşma eğitimi alan 72 aylık kız çocuğu; L., geç konuşan, anlama becerilerinde eksiklikler görülen bir çocuktur. Dinleme aktiviteleri, Dersi takip etme, Püf noktaları kavramada; zorlandığı görülmektedir. Tüm motor ve özbakım becerileri normaldir. Henüz okuyamamaktadır, çizmeyi ve kitaplara bakmayı sever. İşitme ve başka diğer konularda problemi yoktur. 3 kardeşten Ablasının gelişimi normaldir. erkek kardeşi ise 36 aylıktır ve henüz tam konuşamamaktadır. Bu bilgiler sonucunda Kate’in probleminin gelişimsel olduğu gözlenmiştir. Bu hipotez informal ve formal değerlendirmeler ile desteklenmiştir. İnformal Değerlendirme Çocuğu gözlemleyerek değerlendirmeye başlamak oldukça yaygın bir yöntemdir. Böylece kişisel değerlendirmeye geçmeden çocuğun eğitimciye yaklaşımı sağlanır ve eğitimcinin daha detaylı değerlendirme imkanı olur. Bir ev ya da merkezde, ebeveynle, yardımcısıyla ya da okul ortamında gözlenmelidir. Bu zaman içinde eğitimci; Dikkat kontrolü Sosyal etkileşim becerilerini Söylediği kelimeleri İfade edici dil ve sorulan sorulara verdiği cevapları not almalıdır. Bir konuşma örneğini kaydetmek; fonetik analiz yapmak ve sentaks gelişimini incelemek için çok yararlı olabilir. The Mac Arthur Communicative Development Invertories’Fenson, 1933 The Early Language Skills Checklist’Boyle ve Mlellan, 1998 Teaching Talking’Locke ve Beech, 1991; gibi anketler ile çocuğun aile ve okul çevresindeki durumları hakkında bazı sorular sorulup bilgi alınabilir. Sessiz bir gözlemden sonra eğitimci, çocukla etkileşime girer. Eğitimci uygun bir aktivite seçer. İnformal değerlendirme, teşhisin desteklenip desteklenmediği ve eğitimciye formal değerlendirmenin gerekli olup olmadığını gösteren bir ipucu verir. İnatçı çocuk saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vurur. Her işi ağır yapar. Ağır giyinir, okula geç gider, çalışmam demez ama masa başına geçip hiçbir şey yapmadan oturur. Eğer çocuğum çok inatçı nasıl davranmalıyım diyorsanız okuyunuz. İnatçı çocuk kimdir ? İnatçı çocuk saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vurur. Her işi ağır yapar. Ağır giyinir, okula geç gider, çalışmam demez ama masa başına geçip hiçbir şey yapmadan oturur. Okulda da öğrenmeye karşı isteksizdir. Ancak geçebilecek kadar not alabilir. Anne baba ve öteki yetişkinlere karşı olumsuz bir tutum içindedir. Arkadaşları ile tam olarak kavga etmese de geçimsiz ve uyumsuzdur. İnatçı çocuk gergin ana çocuk ilişkisinin bir sonucudur ve başlangıcı özerklik dönemine kadar gider. Annenin tuvalet eğitimi veya yemek konusunda çok katı ve ısrarcı oluşu çocuğu pasif direnmeye götürür. Çok karışan çok söylenen ayrıntılar üzerinde çok duran bir anne çocuğunu böyle bir savunma yoluna kolayca iter. Kardeşler arasında ayırım yapılması da yine inatçılığı tetikleyen bir durum olabilir. İnatçı cocuğa nasıl yaklaşılmalıdır – Aile tutum ve davranış çeşitlerinden olan baskıcı ve katı olma çocuğun inatçılık davranışını artırır. – Aile sosyalleşmeyi öğrenebilmesi için kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren birer model oluşturmalıdır. – Çocuğa isteklerini ertelemesi ve bu istekleri kontrol altına alması konusunda destek olunmalıdır. – Çocuğun benlik saygısını geliştirmesine destek olun. – Arkadaşları ve diğer yetişkinlerle nasıl sağlıklı iletişim kurulabileceği konusunda yardımcı olun. – İnatçı olan bir çocuğun inatçılık davranışını pekiştirebilecek ve devamını sağlayacak her türlü tutum ve davranışlardan kaçının. – Çocuk yetiştirme konusunda uygulanacak disiplin ve konacak kurallar konusunda tutarlı ve kararlı bir davranış sergileyin. – Okul ortamında inatçı çocuğun davranışları karşısında öğretmen zıtlaşma şeklinde ortamların olmasına izin vermemelidir. – Öğretmen inatçı bir çocuğun istek ilgi ve ihtiyaçlarını çok iyi belirlemelidir. – Öğretmen inatçı bir davranışla karşılaştığında çocuğu örselemeden uzlaşabilecekleri bir orta nokta bulmalıdır. – Öğretmenin bu davranışın ortadan kaldırılmasına yönelik aile ve uzman kişiler ile işbirliği yapması gereklidir. Soruyu Soran Merhabalar benim 3 yasinda bi oglum aksi hic söz dinlemeyen,dur dan anlamayan,ne söylersem hepsinin tersini yapan,cok sinirli,cok inatci,kesinlikle kimseyi dinlemiyo,toplumda bagirarak ve aglayarak dedini yapitirmaya calisan bi oglum kalmadim sürece kesinlikle onunla biyere cikmiyorum cünki disarda kesinlikle söz dinlemiyo hep bagirmakla ve aglamakla geciyor. ne yapmam gerekiyo ihtiyacim veriyom kiziyorumda sakin bi sekilde bi eriskin gibi konusmayada calisiyorum ama hic bisey fayda sasirdim ellerim kollarim bagli bir cevap verirseniz yardimci olursaniz sevinirim. Cevap Merhaba, Çocuğunuzun yaş döneminde karşı gelme,söz dinlememe, inatlaşma,tutturma, sınırlarını zorlama davranışları genellikle artış gösterir. Çocuk bu şekilde sınırlarını keşfetmeye çalışır. Bu davranışlar sorun yaratacak düzeye geldiğinde uygun şekilde ele alınması çok önemlidir. Çocuğun yapısı ve yaş dönemi özellikleri etkili olduğu kadar anne babanın bu davranışlar karşısında uygun olmayan ve tutarsız davranışlar sergilemesi sorunun büyümesinde etkili olmaktadır. Öncelikle etkili ve uygun olmayan bağırmak, cezalandırmak gibi tutumlardan vazgeçmelisiniz. Davranışları üzerine konuşmanız güzel ama uzun konuşmalar yerine kısa, net ve somut konuşmaları tercih etmelisiniz. Ayrıca kararlılığınızı ses tonunuz,mimikleriniz ve davranışlarınız ile göstermelisiniz. Kurallarınız az ve anlaşılır olsun, bu şekilde daha etkili olabilir. Koyduğunuz kuralları ve sınırları uygulama konusunda anne baba olarak kararlı ve tutarlı bir tutum sergileyin. Böylelikle karşı gelmeleri zamanla azalabilir. Bağırma, ağlama ve tutturma davranışları sergilediğinde mümkün olduğunca üzerinde durmayın ve onunla iletişime sakinleştikten sonra geçin. Davranış değişiklerinin olması zaman alacağından bu tutumları sabırla sürdürün. İyi ÇolakÇocuk ve Ergen Psikiyatrisi UzmanıEskişehir

çocuğum çok sinirli ve inatçı