31LOKMÂN SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Tilke âyâtul kitâbil hakîm(hakîmi). (Sûre’ye dahil olarak gelecek bütün) şu sözler, hikmete dayanan ve baştan sona hikmet yüklü Kitabın âyetleridir. Diyanetİşleri Meali (Eski) And olsun ki, Lokman'a, Allah'a şükretmesi için hikmet verdik. Şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki, Allah her şeyden müstağnidir, övülmeğe layık olandır. Diyanet İşleri Meali (Yeni) Andolsun, biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. 12 Yemin olsun ki biz Lokman’a “Allah’a şükret!” diyerek hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) vermiştik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de (bilsin ki) şüphesiz ki Allah (gerçek) zengindir, övgüye layıktır. Metin Ayarları. Metin Büyüklüğü. 31 Sure. Lokmân Suresi 12. Ayet Meali, Lokmân 12, 31:12. Andolsun, biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır. İnnânahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn (mubînin). Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir. Ayetten Başlanarak Bu Sure Bitirilir.), 30. Rum Suresi – 60 Ayet, 31. Lokman Suresi – 34 Ayet, 32. Talak Suresi – 12 Ayet, 66. Tahrim Suresi – 12 Ayet Okunuşu Meali; Kâria TpZA6. Lokman suresinin 19 ayeti nedir?"yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir." yani burada dikkat çekilen şey eşek değil, "yüksek ses". …Lokman suresi 15 ayet ne anlatıyor?15."Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak Kerimde kendisine hikmet verildiği belirtilen kişi kimdir?Gerçekte biri Kur'an'da belirtilen ve kendisine hikmet verilmesi nedeniyle Lokmanü'l-hakim Lokman Hekim diye bilinen, diğeri ise Arap şiirinde Lokman bin Ad olarak geçen iki kişinin yanı sıra zaman içinde farklı kişilere ait çeşitli özellikler de bu isimle as kuranda geçiyor mu?Kur'an-ı Kerim'de Lokman adı iki yerde geçer. Lokman Suresi 31/12 ve 13. ayetlerde. Kelime aynı zamanda Mekki bir surenin suresi ne anlama gelir?Lokman Suresinde, Allah'a şirk koşmamayı, Allah'ın emir ve yasaklarına uyulursa karşılaşacağı güzelliklerden bahsederken, iman etmeyen ve zalimlik yapanlar için ebedi hayatta azabın beklediğini anlatmaktadır. … Allah'a şirk koşmanın büyük bir günah olduğunu, Allah'a şükredilmesi gerektiğini sesi ne demek?Kur'an'da en kötü ses, merkebineşeğin sesidir, lokmanın oğluna verdiği öğütler hangi surede yer alır?Çünkü Allah büyüklük taslayan ve övünenleri sevmez. 13. Lokman Sûresi, 13-20. Ey oğul! Lokman Suresi, Kur’an-ı Kerim’in otuz birinci suresi olup Mekke döneminde inmiştir ve 34 âyettir. Sûre, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan Hz. Lokmân’dan almıştır. Sûrede başlıca, Hz. Lokmân’ın oğluna öğütleri, tevhid, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve haşr konularına dikkat çekilmekte, kıyamet günü için hazırlıklı olunması suresi 20. ayet arapça yazılışıاَلَمْ تَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ سَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ وَاَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةًۜ وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللّٰهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُن۪يرٍLokman suresi 20. ayet okunuşuElem terav ennaAllâhe saḣḣara lekum mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ardi ve esbeġa aleykum ni’amehu zâhiraten vebâtinetenk vemine-nnâsi men yucâdilu fiAllâhi biġayri ilmin velâ huden velâ kitâbin munîrinLokman suresi 20. ayet meali anlamıDiyanet İşleri Yeni Meali Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar Hamdi Yazır Meali Görmediniz mi ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır. Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide ve ne aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında mücadele Çelik Meali Görmez misiniz ki Allah, göklerde ne var yerde ne varsa hepsini hizmetinize vermiş olup, açık ve gizli, maddî-mânevî tüm nimetlerini üzerinize yağmur gibi yağdırmaktadır? Buna rağmen öyle insanlar var ki, ne doğru bir bilgiye, ne yol gösterici bir rehbere, ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışıp suresi arapça yazılışı ve meali  Lokman Suresi Meali - Elif, Lam, Mim. İşte bunlar mutlak doğru bilgiler ve öğütler içeren kitabın/Kuran’ın ayetleridir. Kulluk görevini en iyi şekilde yerine getirmek isteyenler için doğru yol kılavuzu ve bir rahmettir. Onlar ki, namazı kılarlar, zekâtı verirler ve bunlardır ahirete şeksiz şüphesiz inananlar. İşte bunlar, Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerindedirler, işte bunlardır kurtuluşa erecek olanlar. Ama insanlardan öyleleri de var ki, bilgisizce başkalarını Allah yolundan saptırmak ve ayetleri geçersiz kılmak için bir takım boş hadisleri öne sürerler. İşte böylelerine perişan ve zelil edici bir azap vardır. Böyle birine ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki kulaklarında kurşun varmış da hiç işitmemiş gibi yüz çevirir. İşte böylesini can yakıcı bir azapla uyar. İman edip de imanına yaraşır güzel işler yapanlara gelince; bunlar için nimetlerle dolu cennetler vardır. Üstelik bunlar orada kalacaklardır. Bu, Allah’ın hak/gerçek vaadidir. Zira O, mutlak üstün olan ve her hükmü doğru olandır. O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yaratan ve sarsılırsınız diye yeryüzünde kalkmaz kımıldamaz dağlar yerleştiren ve orada her türlü canlı varlığın üreyip çoğalmasını sağlayan Allah’tır. Biz gökten su indirerek onunla her türden güzel bitkilerin çift çift yeşermesini sağladık. İşte bu, Allah’ın yaratmasıdır. Allah ile aralarına koydukları neler yaratmışlar bana gösterin! Hayır! Gösteremezler yanlışta ısrar eden zalimler apaçık bir sapkınlık içindeler. Andolsun ki biz Lokman’a şu hikmeti vahyetmiştik “Her daim Allah’a şükret! Zira kim şükrederse ancak kendi iyiliği için şükretmiş olur, kim de nankörlük ederse iyi bilsin ki Allah hiç kimsenin şükrüne muhtaç olmayan ve her türlü övgüye layık olandır.” Lokman da, oğluna bu hikmetle öğüt vererek demişti ki – Yavrucuğum, sakın Allah’a şirk koşma, şirk çok korkunç bir zulümdür. Biz insana anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşıdı ve onun sütten kesilmesi de iki yılı buldu. Bunun için bize de anana babana da şükret unutma ki sonunda dönüş banadır! Eğer, hiç bir delile sahip olmadığın birtakım şeyleri bana şirk ortak koşman konusunda seni zorlarlarsa sakın onlara itaat etme! Ama yine de şu dünya hayatında onlarla iyi geçin, Daima gönülden bana yönelenlerin yolunu tut zira sonunda dönüşünüz bana olacak ben de size yaptıklarınızı bir bir haber vereceğim. – Yavrucuğum, yaptığın bir iyilik veya kötülük bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa, üstelik bir kayanın içinde saklı olsa veya göklerin ve yerin derinliklerinde kaybolsa Allah onu ortaya çıkarır. Zira Allah ilmiyle her şeye nüfuz eden ve her şeyden haberdar olandır. – Yavrucuğum, namazı kıl, iyiliği emret, kötülüğe engel ol, başına gelen sıkıntılara göğüs gererek sabret. Çünkü bunlar, kararlılık ve direnç isteyen işlerdir. – İnsanlara karşı kibirlenip onlardan yüz çevirme, yeryüzünde çalım satarak yürüme! Çünkü Allah, kendini beğenmiş kibirlileri sevmez. – Yürüyüşünde mütevazı, davranışlarında hep ölçülü ol. Konuşurken de sesini yükseltme! Çünkü seslerin en çirkini eşeğin sesidir. Allah’ın göklerde ve yerdeki her şeyi sizin hizmetinize sunduğunu ve sizi görünür görünmez onca nimetin içinde yüzdürdüğünü görmez misiniz? Ama insanlardan öyleleri de var ki herhangi bir bilgiye, ilahi bir kılavuza ve aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında ileri geri konuşup tartışırlar. Böylelerine – Allah’ın indirdiği kitaba/Kuran’a uyun, denilince – Hayır, biz, atalarımızdan ne gördüysek ona uyarız, derler. Peki ya şeytan atalarını cehennem azabına çağırmışsa? Her kim ihlâs ve samimiyetle özünü Allah’a teslim ederse sağlam bir kulpa yapışmış olur, unutmayın ki bütün işler önünde sonunda Allah’a varır. Ama kim de gerçekleri örtbas ederse artık onun küfrü seni üzmesin. Nihayetinde onların dönüşü bana olacaktır ben de onlara neler yaptıklarını bir bir haber vereceğim Zira Allah kalplerdeki en mahrem sırları bilendir. Biz o nankörleri dünya nimetlerinden biraz faydalandırır sonra da onları çok ağır bir azaba uğratırız. Eğer sen onlara – Gökleri ve yeri kim yarattı? Diye soracak olsan. Kesinlikle “Allah’tır” derler. Sen de de ki – Hamdolsun Allah’a Fakat buna rağmen onların çoğu bu gerçeği bilmiyorlar. Zira göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Şüphesiz ki Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan ve övgülerin tümüne layık olandır. Eğer yeryüzünün bütün ağaçları kalem olsa denizleri de mürekkep olsa, hatta bunlara yedi deniz daha eklense, yine de Allah’ın kelimeleri yazmakla tükenmezdi. Nitekim Allah her işinde mükemmel olan ve her hükmü doğru olandır. Hepinizin yaratılması da diriltilmesi de Allah için tek bir kişiyi yaratmak ve diriltmek kadar kolaydır. Kuşkusuz Allah, her şeyi işitendir ve her şeyi görendir. Allah’ın geceyi kısaltıp gündüze, gündüzü de kısaltıp geceye kattığını güneşi ve ayı da sizin istifadenize sunduğunu görmüyor musunuz, her biri belirli bir süreye kadar kendi yörüngesinde akıp gidiyor. Allah’ın sizin her yaptığınızdan haberdardır. İşte bu, Allah’ın hakkın kendisi olduğu, onların Allah ile aralarına koyup dua ile yalvardıklarının da batıl olduğu ve Allah’ın yüceler yücesi ve tek büyük olduğu gerçeğindendir. Yine belgelerini sizin gözünüzün önüne sermek için Allah’ın nimeti sayesinde denizde gemilerin süzülüp gittiğini görmez misin? İşte bunda sıkıntılara çokça sabreden ve nimetlerin hakkını vererek şükredenler için alınacak nice mesajlar vardır. Her biri dağ gibi dalgalar onları dört bir yandan sardığında, şirkten arınarak yalnız Allah’a yalvarıp yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkarınca da onlardan bir kısmı tevhit ile şirk arası bir yol tutar zaten bizim ayetlerimizi nankör kâfirlerden başkası bile bile inanmamazlık etmez. Öyleyse ey insanlar, Rabbinize karşı gelmekten sakının ve ne evladın babaya ne de babanın evladına herhangi bir fayda sağlayamayacağı o günün dehşetinden korkun! Bilesiniz ki Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir, o halde şu geçici dünya hayatı sizi aldatmasın. Bir de o çok aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın! İyi bilin ki son saatin bu dünyanın sonunun ne zaman geleceği bilgisi yalnızca O’nun katındadır. Yağmuru yağdıran Allah’tır. Anne karnındaki ceninlerin durumunu bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını ve başına ne geleceğini bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah’tır her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan. 1. Elif, Lâm, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Bunlar, o hikmetli kitabın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. O, güzellik ve iyilik yapanlar için bir hidayet ve rahmettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. İşte bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler. Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence yerine tutmak için laf eğlencesi veya boş söz satın alırlar. İşte onlar için aşağılayıcı bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Onun karşısında âyetlerimiz okunduğu zaman da sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. İşte onu, acı verecek bir azab ile müjdele. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Fakat iman edip de salih amel işleyenlere gelince, onlar için nimet cennetleri vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah’ın gerçek bir vaadidir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. O, gökleri direksiz yarattı, onları görüyorsunuz. Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır baskılar sabit ve büyük dağlar bıraktı ve orada herbir hayvandan üretti. Hem biz gökten bir su indirdik de orada her güzel çiftten veya her hoş çeşitten bitkiler yetiştirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. İşte bu, Allah’ın yarattığıdır. Haydi gösterin bana O’ndan başkaları ne yaratmıştır? Fakat o zalimler, apaçık bir sapıklık içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Andolsun ki biz, Lokman’a Allah’a şükret!» diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendi iyiliğine eder. Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye layıktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Hani bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma, çünkü Allah’a ortak koşmak şirk, elbette büyük bir zulümdür.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Gerçi biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. Biz insana Bana, anana ve babana şükret» diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut. Sonra dönüşünüz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin dibinde gizlense, Allah onu getirir, mizanına kor. Çünkü Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Hem insanlara karşı avurdunu şişirme kibirlenme ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Görmediniz mi ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır. Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide ve ne aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Onlara Allah’ın indirdiğine tabi olun!» dendiği zaman Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa, onun ardınca gideriz.» diyorlar. Ya şeytan onları cehennnem azabına çağırıyor idiyse de mi onlara uyacaklar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Oysa her kim iyilik yaparak yüzünü tertemiz Allah’a tutarsa, o gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Öyle ya bütün işlerin sonu Allah’a dayanır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Kim de inkâr ederse, artık onun inkârı seni üzmesin. Onlar dönüp bize gelecekler. O zaman biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz. Gerçekten Allah, bütün kalblerin özünü bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Andolsun ki onlara Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, elbette Allah» diyecekler. Allah’a hamd olsun.» de. Fakat onların çoğu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Gerçekten Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha kendisine destek olduğu halde mürekkep olsa, yine de Allah’ın kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Sizin yaratılmanız da tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir. Gerçekten Allah her şeyi işitir ve görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Görmedin mi ki, Allah geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor. Güneş ile ayı da emrine boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir süreye kadar akıp gidiyor. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Bu da şundandır ki, Allah hakkın ta kendisidir. İnsanların O’ndan başka taptıkları ise mutlaka batıldır. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir, çok büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Görmedin mi ki Allah, âyetlerinden bir kısmını size göstersin diye gemiler, Allah’ın nimetiyle denizde akıp gidiyor. Şüphesiz bunda çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Onları kara bulutlar gibi bir dalga sardığı zaman, dini yalnız kendisine has kılarak Allah’a yalvarırlar. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise içlerinden doğru giden de bulunur. Bizim âyetlerimizi öyle nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve bir günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. Çocuk da babasına hiçbir şeyle fayda sağlayacak değildir. Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allah’ın affına güvendirerek aldatmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa erkek veya dişi oluşunu, renk ve özelliklerini O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vevassaynâ-l-insâne bivâlideyhi hamelet-hu ummuhu vehnen alâ vehnin vefisâluhu fî âmeyni eni-şkur lî velivâlideyke ileyye-lmasîruVe biz, insana, anasınababasına itaat etmesini tavsiye ettik; anası, yaratılışı zayıf olduğu halde gebelikle büsbütün zayıflamış, fakat gene de onu taşımıştı ve gebelikle sütten kesme müddeti, iki yıl sürmüştü; artık şükret bana ve ananla babana; dönüp geleceğin yer, benim tapımdır. Biz insana anne ve babasını onlara iyilikle davranmayı da emir ve tavsiye ettik. Çünkü annesi onu, zorluk üstüne zorlukla karnında taşımıştır. Onun sütten ayrılması ise, iki yıl içinde tamamlanır. Bu nedenle hem Bana, hem anne ve babana şükret ki, dönüş yalnız Banadır.’ Şükür mü, nankörlük mü yaptığınızın hesabı sorulacaktır. Ve biz insana, anne babasına karşı iyi davranmasını emrettik. Annesi onu nice acılara ve zayıflığa katlanarak karnında taşıdı. Onun sütten kesilmesi de, iki yıl sürer. Öyleyse ey insanoğlu! Bana, sonra ana babana şükret. Unutma ki, bütün yollar sonunda bana insana, ana-babasına iyi davranmasını tekrar tekrar tavsiye ettik. Anası onu, günden güne ağırlaşan sıkıntılara katlanarak karnında taşımıştır. İki yıl emzirmiş. İki yıl sonunda onu sütten kesmiştir. İşte bunun için “Bana şükret, anana-babana teşekkür et” diye tekrar tekrar tavsiyede bulunduk. Sonuçta yalnız benim huzuruma gelip hesap Kur’ân-ı Kerim, 2/233; 17/24; 46/ insana anne ve babasını tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflığa düşerek taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Bana ve anne babana şükret. Dönüş yalnız insana anne ve babasını onlara iyilikle davranmayı tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla karnında taşımıştır. Onun sütten ayrılması, iki yıl içindedir. 'Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.'Biz, insana, ana-babasını onlara iyilik yapmasını da emrettik. Anası, onu, karnında meşakkat üstüne meşakkatla taşımıştır, çocuk karında büyüdükçe zahmet çoğalmıştır. Sütten kesilmesi de iki sene içindedir; ve insana dedik ki “- Hem bana, hem de ana-babana şükret, dönüş ve geliş ancak banadır.”Lokman’a “şükret” diye hikmet verdik ve insana da ana babası hakkında tavsiyede bulunduk “Bana ve ana-babana şükret” diye. Anası onu zor şartlar içinde taşır, iki sene ona süt emzirir. Sonra genç olur, ihtiyar olur ve en son Biz’e insana, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu, sıkıntı üstüne sıkıntı çekerek karnında taşıdı. Sütten kesilmesi iki yıl içinde oldu. “Bana ve anne babana şükret!” dedik. Dönüş sadece insana, anasına, atasına iyilikle ısmarladık, zayıflıktan zayıflığa düştü o; onu anası taşımıştır, sütten ayrılması iki yıl tutar, hemi bana, hemi de anana, atana şükreyleyesin, döneceğin banadırİnsana da anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. İşte onun için insana şöyle emrettik “Hem bana ve hem de anne babana şükret! Dönüş yalnız banadır.”Allah’a şükretmekle anne-babaya teşekkür etmenin aynı cümlede birlikte yer alması, anne-babaya hizmetin ne kadar ehemmiyetli olduğunu göstermektedir. ... Devamı..İnsana peder ve vâlidesine hürmet itmeği vasiyet itdik, vâlidesi ânı karnında taşıdı, pek çok zahmete dûçâr oldı, iki seneden sonra memeden kesdi. Bana ve ebeveynine karşu minnetdâr ol, nihâyet her şey bana rücû’ insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana' da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur.[430] İşte onun için insana şöyle emrettik “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”Çocuğun süt emme müddetiyle ilgili olarak ayrıca bakınız Bakara sûresi, âyet, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. İşte bunun için önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak insana ana babasını öğütledik. Annesi onu büyük bir güçlükle taşır. Sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana teşekkür etmelisin. Dönüş 46 biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. Biz insana "Bana, anana ve babana şükret" diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak insana ebeveynini de tavsıye ettik - anası onu za'f, za'f üstüne taşıdı, süt kesimi de iki sene içinde şükret diye bana ve anana babana, ki banadır gelişİnsana, anne ve babasını vasiyet ettik. Onu, annesi zorluk üzerine zorluk içinde taşıdı. İki yıl boyunca ona süt verdi. Bana, anne ve babana şükret!¹ Dönüş Allah\ın verdiği nimetlerin, anne ve babanın sağladığı imkânların karşılığında, minnettar ol, sorumlu davran, ne gerekiyorsa onu insana ana ve babasını tavsiye etdik. Onun anası kendisini za'f üstüne za'f ile taşımışdır. Sütden ayrılması da iki yıl sürmüşdür. Bana ve ana ve babana şükret. Dönüşün ancak banadır» dedik.İnsana, ana-babasını gözetip, onlara iyilik etmesini de tavsiye ettik.2 Anası onu, zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştı. Sütten ayrılması da iki sene içinde olur.Bu yüzden “Bana şükret! Ana-babana da!” diye tavsiye ettik. Dönüş ancak banadır.2Bakınız; sahîfe 396, hâşiye 1, 2Biz insana ana babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Annesi onu zorluk üstüne zorluklarla taşımış ve bebeğin annesinden ayrılması iki yıldır. Zahmetle seni büyütmelerinden dolayı Bana ve ana babana şükret, çünkü dönüş insana anasını, babasını saymasını salık verdik. Anası onu ne sıkıntılarla karnında taşımıştı. Emzirmesi de iki yıl sürmüştü. Bana da, anana, babana da şükret. Sonunda ancak bana insana anaya, babaya iyilikte bulunmayı tavsiye ettik, hususa anası zaaftan zaafa düşerek ona gebe olmuştu. Onun sütten kesilmesi iki yılda oldu. Bana ve ana ve babana şükret, dönüş insana, anne babasına karşı iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. O hâlde ey insanoğlu! “Bana ve anne babana Dönüş yalnız Banadır.”4 Krş. Bakara, 2/83; İsrâ, 17/23Biz insana anne ve babasını iyilikle tutmasını tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla karnında taşımıştır. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. “Hem bana, hem de anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.”“Biz insanoğluna, ana babasına güzelce itaat etmesini ve onlara her zaman iyi davranmasını emrettik. Fakat annenin yeri bambaşkadır. Çünkü annesi, nice sıkıntı ve meşakkatlere katlanarak onu dokuz ay boyunca karnında taşıdı; bununla da kalmadı, tam iki yıl boyunca onu emzirdi ve gece gündüz demeden uykusunu, rahatlığını terk ederek onun bakımıyla ilgilendi. Öyleyse, ey insan; Bana ve ana babana şükret! Unutma ki, dönüşün Banadır!-“Bana ve ana-babana teşekkür et!” diye İnsan’a ana-babasıyla ilgili tavsiyede bulunduk. Onu, yorgunluk üstüne yorgunluk halinde taşıdı. Sütten kesilmesi iki yıldadır. Gidip Varış biz insana hiçbir sevgiyi ata sevgisiyle bir tutmamasını önermişizdir. -hele de kendisini, binbir sıkıntıyla karnında taşımış, iki yıl da emdirmiş olan " Bana ve iki atana teşekkür et. Zira sonunda bana gelip hesap vereceksin " babana iyilik yap diye insana tavsiye ettik. Annesi onu büyük zorluklarla karnında taşıdı. Üstelik karnında taşırken zayıf düşerek gücünü yitirdi. Yine de karnında taşımaktan hoşnutsuzluk duymadı. Doğumundan sonra iki yıl sütüyle besledi, baktı, büyüttü. Onun için anneye şefkati veren Allah’a, annene ve babana şükret! Bilin ki dönüş sadece Allah’adır. Katımıza döndüğünüzde yaptıklarınızla baş başa insana, ana babasını onlara güzel davranmasını emretmişizdir. [*] Çünkü annesi onu sıkıntı üstüne sıkıntı ile taşımıştır. Sütten ayrılması kesilmesi de iki yıl içinde olur. [*] İşte bunun için “Bana ve ana babana şükret!” diye emretmiştik. Dönüş, yalnızca banadır. [*]Benzer mesajlar Bakara 283; Nisâ 436; Enâm 6151; İsrâ 1723-24; Meryem 1914, 32; Ankebût 298; Ahkâf 4615.,Bu ayet Ahkâf 4615 ile birlikte ok... Devamı..Biz insana, anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Zîrâ annesi onu, nice sıkıntılara katlanarak karnında taşıdı ve iki yıl da Ey İnsanoğlu! Önce Bana, sonra da anne ve babana şükret, dönüş ancak Bu âyetten emzirme müddetinin en fazla iki sene olduğu anlaşılmaktadır. Emzirme ile ilgili olarak Bk. Bakara 233 ve dipnotu, Ankebut 8, Lokman 1... Devamı..[Allah diyor ki] Biz, insana, anne babasına karşı iyi davranmasını emrettik annesi onu nice acılara katlanarak karnında taşıdı ve çocuğun annesine bağımlılığı iki yıl sürdü; ¹⁴ [öyleyse, ey insanoğlu,] Bana ve anne babana şükret, [unutma ki] bütün yollar sonunda Bana ulaşır’. ¹⁵14 Lafzen, “onun sütten kesilmesi iki yıl içindedir” veya “içinde olmuştur”. Bazı dilbilimcilere göre fisâl terimi, ana rahmine düşme, hamilelik, do... Devamı..Biz insana anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşıdı ve onun sütten kesilmesi de iki yılı buldu. Bunun için bize de anana babana da şükret unutma ki sonunda dönüş banadır! 2/233, 17/23, 46/15...17Nitekim Allah şöyle buyurur “Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik.[³⁶⁴²] Annesi onu ağır acılara katlanarak karnında taşıdı ve onun sütten kesilmesi iki yılda gerçekleşti[³⁶⁴³] şu halde ey insan, Bana ve anne babana şükret;[³⁶⁴⁴] ama sonunda dönüş yalnızca Banadır!”[³⁶⁴⁵][3642] Allah Rasûlü’ne Mekkeli inkârcıların yönelttiği “Ebeveyni evladından ayırıyor” suçlamasına zımnî cevap. [3643] Çocuğun annesine zorunlu olar... Devamı..Ve insana ana ve babasını tavsiye ettik. Onu anası zaaf üstüne ile yüklenmişti. Onun sütten kesilmesi de iki sene içindedir. Bana şükret ve ana ile babana da. Dönüş de Bana'dır» dedik.Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer. İnsana buyurduk ki “Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz. ” [2, 233; 46, 15; 17, 24]Biz insana, ana babasını tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştır. Ona gebe kaldığından itibaren ta doğuruncaya kadar günden güne güçsüzleşmiş, ağırlaşmıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olmuştur. Bunların hepsi, güç şeylerdir. Onun için biz insana "Bana ve anana-babana şükret, dönüş banadır."Ve biz insâna baba ve anasıyla vasiyet itdik, anası onı za'f üzerine za'fa sabır iderek karnında taşıdı. Ve iki sene emzirdikden sonra südden kesdi. Ve ona "Bana ve babanla anana şükür it. Ve geleceğiniz yer benim katımdır" insana, ana ve babasına karşı görev yükledik; anası onu, üst üste gelen güçlüklerle taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içindedir. Ey insan! Hem bana, hem de anana ve babana olan şükran borcunu öde. Dönüşünüz anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu sıkıntıdan sıkıntıya düşerek karnında taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yılı buldu. Şükret bana ve anne ve babana. Bana'dır dönüş!Biz insana, anne-babasına iyilik etmesini emrettik. Annesi onu zaaftan zaafa düşerek taşımış; sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur. Onun için, Bana ve anne-babana şükret. Dönüş ancak insana anne-babasını önerdik Annesi onu güçsüzlükle taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur. O halde bana ve ana-babana şükret. Dönüş ıśmarladuķ ādemiye atasını. götürdi anı anası ża'iflıķ ża'iflıķ üzere. daħı südden ayırmaġı anuñ iki yıl içinde kim “şükr eyle baña daħı ataña anaña”. bendin yañadur dönecek ıṣmarladuḳ ādem oġlına atasını ve anasını. Getürdi anı anası żaīflıḳbile, żaīflıḳ üstine. Südden kesilmegi iki yıldadur. Şükr eyle baña, atañaanaña iḥsān eyle. Gelecek yir benüm insana ata-anasına yaxşılıq etməyi, valideyninə yaxşı baxmağı, onlarla gözəl davranmağı tövsiyə etdik. Anası onu bətnində çox zəif bir halda daşımışdı. Uşağın süddən kəsilməsi isə iki il ərzində olur. Biz insana buyurduq “Mənə və ata-anana şükür et. Axır dönüş Mənədir!And We have enjoined upon man concerning his parents. His mother beareth him in weakness upon weakness, and his weaning is in two years. Give thanks unto Me and unto thy parents. Unto Me is the We have enjoined on man to be good to his parents in travail upon travail did his mother bear him, and in years twain3596 was his weaning hear the command, "Show gratitude to Me and to thy parents to Me is thy final The set of milk teeth in a human child is completed at the age of two years, which is therefore the natural extreme limit for breast-feeding. In ... Devamı..

lokman suresi 12 ayet meali