DoğuAnadolu Bölgesi Haberleri. “doğu anadolu bölgesi” etiketine sahip 3 sonuç bulundu. 16 ilin geçiş noktası! Büyük projenin ilk etabı yarın açılıyor. Doğu Anadolu'yu batıya bağlayan çevre yolunun açılışını yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferansla gerçekleştirecek.
DoğuAnadolu Bölgesi’nin Genel Özellikleri. u0001 Enlem farkı en çok olan bölgemizdir. u0001 En geniş, dağlık ve yüksek bölgemizdir. u0001 İklimi en soğuk bölgemizdir. u0001 Hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir. Göl alanı en fazla olan bölgedir. u0001 Ekonomisinde hayvancılığın en etkin olduğu bölgedir.
Hikayesi Diyarbakır'ın güneybatısında Dicle Nehri kenarında Kırklardağı vardır. Bu Kırklardağı'nın arkasında Kırklar Ziyareti vardır. Çocuğu olmayanlar buraya gelip dilek dilerler. Bir Süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş. Kadın Kırklar Ziyareti'ne gelip dilek dilemiş adak adamış. Bir kızı doğmuş.
DoğuAnadolu Yöresi Türküleri : Türkü Sözleri - Türkü Notaları - Türkü Hikayeleri. Turkuyurdu.com türkü sözü sitesinde Doğu Anadolu yöresi türkülerine ait mp3 dosyaları veya Doğu Anadolu yöresi türkü mp3 indirebileceğiniz Rapidshare ve benzeri linkler yoktur. Türkü Yurdu sadece türkü sözlerini ve notalarını içerir.
Anadoluve Mezopotamya, çok eski çağlardan beri birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış önemli yerleşim yerlerindendir. Doğu ve batı arasındaki ticaret yolları üzerinde bulunmaları, insan yaşamı için uygun iklimlere sahip olmaları ve topraklarının verimliliği; bu bölgelerin tarih boyunca göç almasında ve birçok
Türküler ve Hikayeleri - Bitlis'te 5 Minare. Yıllardan 1916. Anadolu düşman işgali altında Ruslar, Doğu Anadolu bölgesinde ilerlemeye çalışıyor, kahraman Anadolu insanı ise genç yaşlı demeden cepheye gitmiş vatanını savunuyordu.Ruslar bazı bölgeleri ele geçirmişlerdi. Ele geçirdikleri yerlerden birisi de Bitlis idi.
wv6z. En çok dinlenen türküler nelerdir?En Güzel Türküler Denince Akla Gelen 15 TürküAllı Turnam – Neşet Ertaş … Acem Kızı – Kubat. … Elif Dedim Be Dedim – İncesaz. … Kırmızı Gül Demet Demet – Yavuz Bingöl. … Tanrıdan Diledim Bu Kadar Dilek – Cengiz Özkan. … Etek Sarı Sen Etekten Sarısan – Haluk Tolga İlhan & Grup Abdal. … Kuş Kanadın Kırılsın – Ayşenur olan türküler hangileri?“Hikâyesi Olan Türküler” 12 unutulmaz türkü ilk kez hikâyeleriyle birlikte tek albümdeYarim İstanbul'u mesken mi tuttun. … Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar. … Hekimoğlu. … Güvercin Uçuverdi MisketJun 3, 2014Türküler adları nelerdir? Adana – Yenice Yolları Bükülür Gider / Adana Köprü Başı Aydın – Kır Atına Bineyim Yar Yoluna Gideyim / İnce Mehmet. Ankara – Karpuz Kestim Yiyen Yok / Başına Bağlamış Karalı Yazma. Bursa – Oğlan Oğlan Kalk Gidelim. Denizli – Cemilem / Yavaş Yavaş Esen Seher Yeli Türküleri nelerdir?Trabzon Türküleri 102 Kayıt AdıAğasar Dereleri Aksa Yukarıİrfan Ruhi Dağlar Serin Tasta Gül Kuruttum Halk Müziği isimleri nelerdir?Türk halk müziği, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü. Yapısal olarak folklorun bir parçası olan Türk halk müziği kısaca THM, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı türkü ne demek?Tarihsel bir olayı kısa bir biçimde anlatan halk türkü nedir?Tarihsel bir olayı kısa bir biçimde anlatan halk türküsü.
Son güncelleme Kas 10, 2020 Doğu Anadolu bölgesi kültürü ve türküleri bakımından son derece önemli bir bölgedir. Doğu Anadolu Türküleri ve hikayeleri ile birçok kişiyi duygulandırdığını görüyoruz. Türkü, ülkemizin tarihi bir kültürü bakımından son derece önemlidir ve bölgelere göre değişim gösterme özelliğinin bulunduğunu görüyoruz. Bu yüzden her yörede her bölgede farklı türküler dinlenirken bazı türküler artık ulusal bir değer taşımaya başlamıştır ve ünü söylendiği bölgeyi geçmiş konumdadır. Meşhur Doğu Anadolu Türküleri ve Hikayeleri Türküler Nasıl Doğmuştur? Meşhur Doğu Anadolu Türküleri ve Hikayeleri Türkülerin temeline baktığımız zaman genel olarak içerisinde bir hikaye barındırdığını görüyoruz. Bu hikayeler bazen iki aşığın kavuşamaması iken bazen de gösterilen kahramanlıkların hikayeleri şeklindedir. Türkülerin oluşması noktasında da halkın yaşamış olduğu olayların bu yüzden ön planda yer alabildiğini görüyoruz. Doğu Anadolu türküleri ve hikayeleri de halk için çok önemli detayları göstermektedir. Türkülerin bazıları halk arasında anonim şekilde yayılırken genel olarak hikayeleri de kendisiyle devam eder ve bu hikayelerinden dolayı insanların türküleri söyleyen kişinin duygularını hissederek dinlediklerini görebiliyoruz. Doğu Anadolu’da söylenmekte olan birçok türküde halk arasında hızlı bir şekilde yayılmış konumdadır ve bazı türkülerin yine ülkemizde farklı bölgelerde de sevilerek dinlenmesi bizlere bu türkülerin ne kadar değerli olduğunu tekrar göstermektedir. Türküler Nasıl Doğmuştur? Sizlere belirtmiş olduğumuz gibi türkülerin aslında doğumları halkların yaşamış olduğu olaylardan yerine gelmektedir. Türküler doğduğu sırada insanlar yaşamış olduğu olayları anlatmak için bunları türkü sözlerine dökerek insanlara aktarmaktadırlar. Doğu Anadolu türküleri noktasında halk arasında yayılmış olan birçok efsane vardır ve bu efsanelerin büyük bir bölümü doğru olarak düşünülmektedir. Türkülerin doğumuna baktığımız zaman genel anlamda okundukları dönemlerdeki olaylardan meydana çıkabildiğini görebilmek çok zor değil. Türküler insanların yaşamış olduğu duygulardan da doğabilmektedir. Sıla hasreti, evlat acısı, anne baba acısı veya birbirini seven kişilerin kavuşamamasından dolayı son derece güzel ve sevilen türkülerin ortaya çıkmış olduğunu görebiliyoruz. Bu türkülerin büyük bir bölümü günümüze kadar gelmiş ve hikayesini korumayı başarmış durumdadır. Bu yüzden dinlediğiniz sürede türkülerde yer almakta olan bütün duyguları hissedebilme imkanınız bulunmaktadır.
Erzurum'un En Sevilen TürküleriErzurum, birçok medeniyete ev sahipliği yapan illerimiz arasındadır. Erzurum' da yaşayan medeniyetlerin eserleri ve kalıntıları bulunmaktadır. Doğal güzelliklere ve muhteşem bir manzaraya Anadolu'nun en büyük şehri olarak bilinen Erzurum, mimari yapısı ve mistik güzelliği ile Anadolu'nun en ilgi çekici kentlerinden biri olmayı başarmıştır. Bunların yanı sıra yöresel ezgileriyle sevilen illerimizde bir tanesidir. İşte sizler için bir araya getirdiğimiz en sevilen Erzurum türküleri ve hikayeleri...Burc Üstünde Bayrakları Diktiler Cahit Öztelli'ye ait olan bu eserin geçmişi yaklaşık 250 yıllıktır. Geçmişte Doğu illerimizin ele geçirilmesinin hikayesini üstünde bayrakları diktilerO zaman da Cafer Han'ı vurdularAdi deyli deyli deyliAl hançeri vur sinemeGör içinde neler varAdi deyli deyli deyliEla Gözlüm Ben Bu Elden GidersemErzurum yöresinden Hulusi Seven ve Emin Aldemir'e ait türküdür. Birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilmiş, sevilen bir gözlüm ben bu elden gidersem,Zülfü perişanım kal melul et, aklından çıkarma beni,Ağla gözyaşını, sil melul Gül Demet DemetMuharrem Akkuş'a ait olan bu eser, Ali adında genç bir delikanlının hikayesini anlatmaktadır. Ali yeni evlenmiş yağız bir delikanlıdır. Daha evliliğinin kırkı çıkmadan askere çağırılmış, sevdiğini annesiyle bırakıp askere bir süre geçtikten sonra, köye askerlerin döneceği haberi gelmiştir. Sevinç içerisindeki annesi gelince tren istasyonunda bekleyeceğini, onun hazırlıklara devam etmesini söyler. Hava kararıncaya kadar bekleyen kadın, en sonunda eve döner ve gelinin odasından gelen seslerle şok olur. Namuslarının kirlendiğini düşünen anne, silahı alır ve yorgana doğru mermileri boşaltır. Daha sonra vurduğu oğlanın Ali olduğunu gören anne aklını yitirip yollara düşer...Kırmızı gül demet demetSevda değil bir alametGitti gelmez o muhannetŞol revanda balam kaldıPınar Başından BulanırSeyfettin Sığmaz'a ait olan bu eser, Erzurum'un sevilen türkülerinden başından bulanır Canım Oyİner ovayı dolanır Canım OySende çok haller bulunur Canım OyEledim Eledim Höllük EledimErzurum yöresinin en bilinen ve sevilen türkülerinden biridir. Türkü Muharrem Akkuş ve Yücel Paşmakçı'ya aittir. Türkünün hikayesi hakkında kesin bir bilgi olmasa da rivayetlere göre şöyle anlatılmaktadırGenç evli bir çiftin çocukları olmamaktadır. Bu nedenle onlarda kimsesiz bir erkek çocuğunu evlat edinirler. Kadın ile çocuk arasında fazla yaş farkı yoktur. Kadının kocası genç yaşta ölünce, kadın dul kalır. Evlatlığına aşık olan kadın, bunu kimselere diyemez. Oğlan askere gider ve askerde ölür. İşte bu gizli sevdanın türküsü olduğu söylenmektedir. İlk dörtlüğü ise şöyledirEledim eledim höllük eledim,Aynalı beşikte canan bebek besledim asker eyledim,Gitti de gelmedi canan buna ne çare,Yandı ciğerim de canan buna ne Güzel Dolanda GelMuharrem Akkuş'a ait olan bu eser, Erzurum yöresine aittir. Sevilen türkünün ilk dörtlüğü ise şu şekildedirA güzel dolan da gelÇevreni saran da gelBen mayil oldum sanaYaramı saran da gelSarı GelinErzurum yöresine ait olan bu türküyle ilgili, Azeri ve Ermeni türküleri olduğuna dair iddialar bulunmaktadır. Erzurum yöresine ait olduğunu savunanlar türküyü Kurtuluş Savaşı yıllarına dayandırmaktadır. "Sarı Gelin"in Ermeni kızı olduğunu, türkü, bir dadaşın bu kıza olan aşkını anlattığı söylenmektedir. Sözleri ise şöyledirErzurum çarşı pazarLeylim aman aman leylim aman amanLeylim aman aman sarı gelinİçinde bir kız gezerHop ninen ölsün sarı gelin amanSarı gelin aman sarı gelin aman suna yarimUykudan Uyanmış Gözleri Bir HoşErzurum yöresine ait olan bu türkü, Aşık Dursun Cevlani ve Muzaffer Sarısözen'e aittir. Türkünün ilk dörtlüğü ise şöyledirAmmanUykudan uyanmış gözleri bir hoşDedim sarhoş musan söyledi yoh yohAğ elleri boğum boğum gınalıDedim yar bayram mı söyledi yoh yohVardım Ki Yurdundan Ayağ GöçürmüşErzurum'da çok söylenen, dinlenen ve sevilen bir türküdür. Bayburtlu Zihni'nin gazelidir. Ziyaettin Fahri Bey, Bayburtlu Zihni namındaki eserinde bundan bahsetmiştir. Türkünün sözleri ise şöyledirVardım eşiğine yüzümü sürdümEtrafını bütün dikenler aldıA dileyli leyli leyli a leyli yahuYüksek mihrabında yazılar gördümKimbilir ne mutlu zamandan kalmışA dileyli leyli leyli a leyli yahuYaz Gelende Çıkam Yayla Senin BaşınaErzurum yöresine ait bir uzun hava olan bu eser, gurbet hikayesini anlatmaktadır. Türkü Faruk Kaleli'ye aittir. Sözleri ise şöyledirYaz gelende çıkam yayla senin başına Canım BaşınaKurban olam toprağına taşına oy oyZalım felek ağu kattı aşıma Canım AşımaAğam nerden aşar yolu Ey yaylanın Ey yaylanın Bingöl'ün
Bir Hışmınan Geldi Geçti Kiziroğlu Hikayesi Bu türküyü dinleyen herkesin kafasında bir soru belirir. Kim bu Kiziroğlu Mustafa Bey ? Köroğlu ile ne ilgisi var? Bu türküyle ilgili birçok söylenti var ama en ilginci sanırım bu. Kizir, Kars'ın Susuz kazasına bağlı bir köydür. Bu köy Kısır dağlarının geniş eteklerine kurulmuştur. Köyün dört bir yanından ise soğuk pınarlar akar. Köy düz toprak damlı evlerden oluşmaktadır ve köyün hakim bir yerin de de bir kale kalıntısı vardır. Köylüler Kiziroğlu'nun kalesi derler buraya. Kiziroğlu bu köyde yaşamış ve bura da efsaneleşmiştir at binip kılıç kuşanırSöylentiye göre şimdiki Kiziroğlu Köyü’nün yerinde bir birinden uzak yirmi yirmi beş kadar ev bulunmaktaymış. Bölge dağlık ve ormanlık olduğu için insanları da bu nedenle olacak ki çok serttir. O zamanlar burada yaşayan insanların başında bulunan kişiye "Kizir" derlermiş. Kizir Muhtar demektir. Gün gelmiş zamanın kizirinin ünü tüm Anadolu'ya yayılmış. Tüm kötüler ondan korkar olmuş. Gel zaman git zaman Kizirin bir oğlu olmuş. Daha küçükken iyi at biner, kılıç kuşanır olmuş. İşte Kiziroğlu Mustafa Bey bu çocuk. Bütün çocukluğu Kısır Dağı’nda at binip avlanmakla geçmiş Mustafa'nın. O da babası gibi büyüyünce namlı bir yiğit olmuş, haksızlık ve adaletsizliklerle savaşmaya başlamış. Zaten onun bulunduğu çevrede kimse haksızlık etmeye cesaret edemezmiş ya . Köroğlu doğuya gelirO sırada doğuya gelen Köroğlu Kısır Dağları’nda Ferro deresine yerleşir, amacı doğudaki haksızlıkları yok etmek. Bir gün Köroğlu bir at gezisinde Kizir Köyü’nü görür, "Burada ki adaletsizlikler de benden sorulur" der ve gider orada bir kale kurar. İşlerinden dolayı bir müddet köyünden ayrı kalan Kiziroğlu köye döndüğünde Köroğlu’nun kalesini görür. Sinirlenir. Köroğlu’nun yanına gider, sertçe çıkışır "Sen kim olasın ki benim yurdumda saltanat süresin" Her ikisi de bir birlerini kötü insan olarak bilirlermiş. Köylülerin söylemesi böyle. Yiğitlerin kavgasıO zamanın adaletine göre iki yiğit dövüşür, galip gelen diğerini öldürüp savaşı kazanırmış. Köroğlu ve Kiziroğlu günlerce at üstünde kavga etmişlerse de yenişememişler. Kılıç kavgasında ve güreşte de yenişememişler. Mustafa Bey’in atı Ala Paça da Köroğlu'nun atı Kırat’la güreş-mekte. Mustafa Bey şöyle bir geri bakmış ki ne görsün atı Ala Paça Köroğlu’nun atını alt etmiş duruyor. "Ola benim atım Köroğlu'nun atını alt etmiş, ben Köroğlu'nu alt etmezsem halim nic' olur" deyip gayrete gelmiş Köroğlu'nu yere vurmuş. Tam kamasını çekmiş vuracağı sırada Köroğlu "Dur yiğit, bana biraz mühlet ver yiğitlerimi göreyim karımla helalaşayım" demiş. Mustafa Bey bırakmış. Köroğlu eve gidip olanları karısına sazıyla sözüyle anlatmaya başlamış. Bir atı var Ala Paça peh peh pehMecal vermez Kırat kaça hey hey heyAz kaldı ortamdan biçeAğam kim, Paşam kim, Nigar kim,Hanım kimKiziroğlu Mustafa BeyBir beyin oğluZor beyin oğlu diye...Köroğlu geciktiği için evine kadar gelen Kiziroğlu kapı aralığından türküyü duyunca duygulanır ve utanır. Kapıyı çalıp içeri girer. Mustafa Bey’i karşısın da gören Köroğlu her şeyin bittiğini düşünürken Mustafa Bey sarılıp onu öper. "Sen benden daha yiğitsin Köroğlu" der. Köroğlu da "Ben artık buradan gideyim burada senin gibi mert ve yiğit biri varken kalmak olmaz" der ve köyü terk edip batıya gider. Anadolu insanının takdiriKöroğlu'nun Bolu Dağları’ndan çıkıp ta Kars'a gelmesi o zamanın koşullarında olanaksız gibi. Ama halk düşüncesi iki yiğidi Doğu Anadolu da önce çarpıştırıyor sonra barıştırıyor. Bu, Anadolu insanının kahramanlarına, haksızlıklara direnenlere verdiği değeri gösterir. Kiziroğlu öyküsü tepeden inmemiştir, böyle bir yiğit yaşamış ün almıştır. Halk da bu söylenceyle Kiziroğlu'nu saygı ve sevgiyle anmaktadır.
Hekimoğlu, Ordu denildiği zaman akla ilk gelen türkülerdendir. Fatsalı olan Hekimoğlu’nun farklı farklı hikâyeleri, Ünye ile Fatsa ilçelerinde dilden dile söylenir. Kimine göre eşkıya, kimine göre mazlumun yanında bir iyilik savaşçısı olarak bilinir. Bazı rivayetlere göre sadece Ünye, Fatsa ve Ordu içerisinde yaşamamıştır. Tokat ile Niksar arasında da bulunduğu ve yaşamının belli dönemlerini buralarda geçirdiği söylenir. Asıl adı Hekimoğlu İbrahim’dir. Hekimoğlu’nun asıl hikâyesi Gürcü Beyi ile girdiği çatışmaya dayanır. Hekimoğlu, Narin isimli bir kızı sevmektedir. Gürcü Bey’i de Narin ile sözlüdür. Hekimoğlu fakir bir aileden gelmekte olup, annesi ile birlikte yaşamaktadır. Tüm hikâye de Narin ile Hekimoğlu’nun ilişkisi ile başlayıp bambaşka bir hale dönüşür. Hekimoğlu’nun Dağları Mesken Tutması Hekimoğlu İbrahim, Narin ile gizli gizli görüşmeye devam eder. Bunu haber alan Gürcü Bey’i Hekimoğlu’nun peşine düşer. Belirlenen gün ve mevkide Hekimoğlu ile birlikte karşı karşıya gelecekler ve hesaplaşacaklardır. Kararlaştırılan yere Hekimoğlu yalnız gelmesine rağmen Gürcü Bey’i sözünde durmayarak, yanında bir yığın adamı ile birlikte gelir. Abluka altına almaya çalıştıkları Hekimoğlu bir şekilde bu çemberi delerek kaçar. Bu tarihten sonra artık yaşamı kaçarak devam etmeye başlar. Gürcü Bey’i son derece nüfuzlu ve herkesi etki alacak güce sahiptir. Olmadık iftiralarla Hekimoğlu’nu yakalatacak boyutta hareketlere başvurur. Artık Hekimoğlu’nun meskeni dağlardır. Burada yanına iki tane sevdiği ve güvendiği amcaoğlunu da alır. Hekimoğlu’nun Haklıyı Koruma Mücadelesi Hekimoğlu, dağlara çıktıktan sonra daha da güçlenir. Yaşı ilerlemekte, o yoksul ve toy İbrahim, yerini olgun ve gözü kara Hekimoğlu’na bırakmaktadır. Onunla birlikte haksızlığa uğrayan başka gençler de yanında saf tutarak, giderek çeteleşme yolunda ilerlerler. Hekimoğlu, zenginden alıp fakire veren, mazlumu doyuran, haklının yanında olan biri olarak nam salmaktadır. Orta ve Doğu Karadeniz’de adı giderek daha da duyulur. Ondan çok korkan olduğu gibi çok ta seven ve hürmet eden bir kesim de bulunur. Kendine has giyimi ve türkülere konu edilen aynalı martini en temel özelliğidir. Mert ve cesur kişiliği ile Ordu’nun en temel simgesi haline gelir. Aynalı Martin’in Hikâyesi Hekimoğlu, çetelerle savaşırken, tüm alanı aynı anda görmek ister. Yanından gelen, arkasından onu vurmak isteyen herkese karşı tedbirli olacaktır. Aynalı martin yaptırarak bu konuya bir çözüm bulur. Mavzerine yaptırdığı aynalı martin, onun çatışmalarda bir kurtarıcısıdır. Çatışma anında karşısındaki düşmanına aynayı yansıttığında gözlerinin net görememesi, karşı tarafı alt etmesini sağlamıştır. Ölümü konusunda da birçok rivayet bulunur. Bu rivayetlerden en bilineni, Gürcü Bey’i ile yaptığı çatışma sonucunda atının üzerinde iken vurulur. Yaralı vaziyette Ordu içerisine kadar at sırtında gelir. Yaraları ağırlaşması sebebiyle de kan kaybından kısa sürede vefat eder. Türküleri ve hikâyesi yaşadığı Ünye ve Fatsa yörelerine kültür mirası olarak kalır. Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂Daha fazla hikaye okumak isterseniz Türküler ve Hikayeleri kategorimizi inceleyebilirsiniz.
doğu anadolu türküleri ve hikayeleri